Dün namazın sağlık açısından faydalarından bahsetmiştim. Bugün de bu konuya devam etmek istiyorum. Beyin hücreleri, vücudun diğer hücreleri gibi yenilenmezler. Yani bir insan çocukluğunda hangi malzemeyle yolculuğa başladıysa, hayatının sonuna kadar o malzemeyle idare etmek zorundadır. O hücrelerin üzerinde de birtakım hafıza kayıtları olduğu için, o kayıtların kaybı dolayısıyla birtakım unutkanlıklar başlamaktadır. İşte namaz kılan birisi, yaptığı secde hareketleriyle beyni, ihtiyarlık dönemi için âdeta sigorta yaptırmaktadır. Namazını dosdoğru kılan birisi, ileri yaşlarda beynin kaybettiği hücreler dolayısıyla birtakım unutkanlık ve ona bağlı hastalıkları engellemiş olur. Secdeden kalkan kişi, dizleri bükük ayakları üzerine oturur. Yani bacaklar 180 derece kıvrılır. Her gün beş vakit bu şekilde oturan kişinin dizleri kireçlenmez. Namazdaki son hareket, başı sağa ve sola çevirmek suretiyle selâm vermektir. Bu hareketin, boyun kaslarına ve boyun kemiklerine muazzam faydası vardır. Bu konu ile ilgili bir hatırasında Prof. Dr. Cevat Babuna şunları anlatmaktadır: Doktor bir arkadaşım vardı. Bir gün büyük bir ıstırap içerisinde gördüm. Sebebini sorduğumda boynunda bir ağrı peyda olduğunu, omuzuna vurduğunu söyledi. Halbuki kendisi sportmen bir insandı. Her sabah bisikletine biner ve Erenköy sahilinde kilometrelerce bisiklet sürerdi. Bir ortopedi mütehassısına gitmiş. Filmler çekilmiş, kötü bir şey bulamamışlar. Sadece boyunda bir kireçlenmeden bahsetmişler. Çesitli iğneler, haplar vermişler. Üstelik fizik tedavi uygulamışlar ama ıstırabını bir türlü dindirememişler. Ben, bir başka doktora muayene olmasını tavsiye ettim. Sözümü dinlemiş. Birkaç gün sonra baktım neşe içerisinde hastalıktan kurtulduğunu söyledi. Nasıl olduğunu sorduğumda ise şunları söyledi: Doktor; "Senin boynunda kireçlenme var, boyun adale ve kemiklerini fazla kullanmamışsın" dedi. Bu hâl, kireçlenmeye sebep olmuş. Bana birkaç gün belli hareketleri yaptırdı. Çok şükür ağrılardan kurtuldum. Hareketlerin ne olduğunu sorduğumda ise güldü. "Sizin namazda yaptığınız bir hareketi bana tavsiye etti" dedi. Meğerse namaz sonunda selâm verirken yaptığımız başı sağa ve sola çevirme hareketini yaptırmış. Şimdi dikkat edin! Bir hareket, ilâçların vs. yapamayacağı faydayı sağlıyor. Üstelik bu arkadaşım namaz kılsaydı böyle bir sıkıntıya düşmeyecekti. Namaz süresince ezberden Kur'ân-ı kerîm âyetleri, dua ve salevatlar okunur. Günde beş vakit bu işlem tekrarlanır. Yani ezbere okuyarak beyni çalıştırıyorsunuz. Beyninizi zorla, eskiyi hatırlamaya zorluyorsunuz. Böylece okunan, Kur'ân-ı Kerîm ve dualar sizin beyninizi çalıştırmış oluyor. Alzhaimer gibi çok tehlikeli bunama hastalığından kurtulmuş oluyorsunuz. (Bilimden İmana-3, Babıali Kültür Yayıncılık) Şu hususu da unutmayalım: Dinimiz İslamiyet, insan yaratılışına uygun bir dindir. Her emir ve yasağında nice hikmetler, nice faydalar var. İnsanın rahat ve huzuru ile sağlığı ile doğrudan ilgilidir. Dinimizin emrettiği abdest, namaz, oruç gibi ibadetlerin bir çok faydası var ise de Müslüman öncelikle Cenab-ı Hak emrettiği için bunları yerine getirir. İlâhî emirlerde dünyevî mantık aramak, insanı dinde sapkınlığa götürür. NOT: Değerli arkadaşımız, Doc.Dr. Ekrem Buğra Ekinci hocanın, "İslam Hukuku ve Önceki Şeriatlar" isimli yeni bir kitabı yayınlandı. İslam hukuku ve kaynakları, İslamiyetin diğer dinlerle irtibatı; İslamiyetin nezdinde diğer dinlerin bugünkü durumu, önceki dinlerin hükümleri... gibi konularda; kaynaklara dayalı doyurucu bilgilerin bulunduğu bu kıymetli eseri okuyucularıma önemle tavsiye ediyorum. ( Arı Sanat, 0212 520 41 52)