Dost­luk­la­rın pe­kiş­ti­ril­di­ği gün­ler...

A -
A +

Bay­ram­lar, dün­ya meş­ga­le­le­ri­nin, hırs­la­rı­nın bir ta­ra­fa bı­ra­kı­lıp, dost­luk­la­rın ta­ze­len­di­ği, pe­kiş­ti­ril­di­ği, unu­tu­lan ar­ka­daş­la­rın ha­tır­lan­dı­ğı, kop­muş ve­ya ze­de­len­miş ak­ra­ba­lık bağ­la­rı­nın ye­ni­den sağ­lam­laş­tı­rıl­dı­ğı böy­le­ce top­lu­mun her kat­ma­nın­da sev­gi ve mu­hab­be­tin tek­rar te­sis edil­di­ği önem­li gün­ler­dir. Bay­ram­lar, kö­tü huy­la­rın bı­ra­kı­lıp kim olur­sa ol­sun her­ke­se iyi mu­ame­le­nin, her­kes­le iyi ge­çin­me­nin ha­tır­lan­dı­ğı, her­ke­sin elin­den gel­di­ği ka­dar kim­se­yi üz­me­di­ği kır­ma­dı­ğı gün­ler­dir. Za­ten, her­kes­le iyi ge­çin­mek, her­ke­se iyi mu­ame­le yap­mak, Müs­lü­ma­nın önem­li özel­lik­le­rin­den bi­ri­dir. Bay­ram­lar, sev­gi ve mu­hab­be­tin, hoş­gö­rü­nün en üst dü­ze­ye çık­tı­ğı gün­ler­dir. CE­HEN­NEM­DEN UZAK­LAŞ­TI­RA­CAK OLAN ŞEY­LER... Bir de­fa­sın­da bir be­de­vi, Pey­gam­ber efen­di­mi­ze gel­di. De­ve­si­nin yu­la­rı­nı tu­ta­rak; - Yâ Re­sû­lal­lah, be­ni Cen­ne­te yak­laş­tı­rıp Ce­hen­nem­den uzak­laş­tı­ra­cak şe­yi ba­na söy­ler mi­sin? de­di. Re­sûl aley­his­se­lâm ona şu ce­vâ­bı ver­di: - Se­ni Cen­ne­te yak­laş­tı­rıp Ce­hen­nem­den uzak­laş­tı­ra­cak şey­ler; yal­nız Al­la­ha ibâ­det et­men, O'na, hiç­bir şe­yi eş, or­tak koş­ma­man, na­maz kıl­man, ze­kât ver­men ve sı­la-i ra­him yap­man, ya­ni dost, ah­bâb, ak­ra­bâ zi­yâ­ret­le­rin­de bu­lun­man, on­lar­la bağ­la­rı­nı ko­par­ma­man. Bir Are­fe ak­şa­mı da, Re­sû­lul­lah efen­di­miz es­hâ­bı ile soh­bet eder­ken şöy­le bu­yur­du: - Ak­ra­bâ­sın­dan her­han­gi bi­riy­le dar­gın ola­rak ak­şam eden, be­nim soh­be­tim­de otur­ma­sın, kalk­sın. Hiç kim­se kalk­ma­dı. Sa­de­ce ar­ka ta­raf­lar­da otur­mak­ta olan bi­ri­si kalk­tı, git­ti. Kı­sa bir müd­det son­ra ge­ri gel­di ve tek­rar otur­du. Bu sı­ra­da Re­sû­lul­lah efen­di­miz, ken­di­si­ne ne­re­ye git­ti­ği­ni sor­du. O kim­se şöy­le ce­vap ver­di: - Ey Al­la­hın Re­sû­lü, bir tey­zem var­dı. Be­nim ile ko­nuş­maz­dı. Söy­le­dik­le­ri­ni du­yun­ca he­men kal­kıp ona git­tim. Bu­nun üze­ri­ne Pey­gam­ber efen­di­miz şöy­le bu­yur­du: - İyi yap­tın. Ha­be­ri­niz ol­sun, ara­la­rın­da ak­ra­bâ­sıy­la dar­gın ki­şi­ler bu­lu­nan bir top­lu­lu­ğa Al­la­hın rah­me­ti in­mez. Bu ha­di­se, ak­ra­bâ ile bağ­la­rı ko­par­ma­nın bü­yük bir gü­nâh ol­du­ğu­na de­lâ­let eder. Zî­râ böy­le bir du­rum, hem ak­ra­bâ ile bağ­la­rı­nı ko­par­mış du­rum­da olan ki­şi­nin, hem de be­ra­be­rin­de­ki­le­rin Al­la­hın rah­me­tin­den mah­rûm kal­ma­la­rı­na se­bep ol­mak­ta­dır. O hâl­de, ak­ra­bâ­sı­nı zi­yâ­ret, o kim­se­nin di­ni­ne bir za­rar ver­me­ye­cek­se, ak­ra­bâ­sı bo­zuk inanç­lı bi­ri de­ğil ise, he­men bu gi­di­şe son ver­me­si, iş­le­di­ği bu ha­tâ­dan ötü­rü Al­lah­tan mağ­fi­ret di­le­me­si ve bağ­la­rı ko­par­mış ol­du­ğu ak­ra­bâ­sı­nı zi­yâ­ret et­me­si ge­re­kir. Re­sûl aley­his­se­lâm, sı­la-i ra­hi­min, ki­şi­yi Al­la­hın rah­me­ti­ne yak­laş­tır­dı­ğı­nı ve Ce­hen­nem­den uzak­laş­tır­dı­ğı­nı be­yân bu­yur­mak­ta­dır. CEN­NET EH­Lİ­NİN AH­L­KI Yi­ne Pey­gam­ber efen­di­miz bu­yur­du ki: - Sı­la-i ra­him ka­dar, se­vâ­bı ça­buk ve­ri­len bir iyi­lik da­ha yok­tur. Zul­met­mek ve sı­la-i ra­hi­mi terk et­mek öy­le bi­rer gü­nâh­tır ki, Al­lah on­la­rı iş­le­yen­le­ri he­men bu dün­yâ­da ce­zâ­lan­dı­rır. Ay­rı­ca âhi­ret için de azâp ha­zır­lar. Al­lah ta­ra­fın­dan ce­zâ­la­rı he­men ve­ril­me­ye on­lar­dan da­ha lâ­yık yok­tur. Bir de­fa­sın­da Pey­gam­be­ri­mi­ze bir adam ge­le­rek sor­du: - Yâ Re­sû­lal­lah, be­nim ak­ra­bâ­la­rım, ya­kın­la­rım var. Ben on­la­rı zi­yâ­ret edi­yo­rum, fa­kat on­lar ba­na zul­me­di­yor­lar. Ben on­la­ra iyi­lik edi­yo­rum, on­lar ba­na kö­tü­lük edi­yor­lar. Ben de on­la­ra ay­nen mu­kâ­be­le ede­yim mi? Pey­gam­be­ri­miz bu­yur­du ki: - Ha­yır! O tak­dir­de ara­nız­da fark kal­maz. Zi­râ sen böy­le dav­ran­dı­ğın müd­det­çe Al­la­hın yar­dı­mı sen­den as­lâ ke­sil­mez. Fu­dayl bin Iyâd haz­ret­le­ri şöy­le bu­yur­du: - Ana-ba­ba­ya iyi­lik et­mek, ak­ra­bâ ve dost­la­ra zi­yâ­ret­te bu­lun­mak, âi­le ef­râ­dı ile iyi ge­çin­mek, he­lâl ka­zanç­lar­la ya­şa­mak, muh­taç­la­ra ve ah­bâ­ba ye­di­rip içir­mek, di­li­ni ko­ru­mak ve evi­ne bağ­lı ol­mak in­san­lık has­let­le­rin­den­dir. Üç şey, Cen­net eh­li­nin ah­lâ­kın­dan­dır. Bun­lar yal­nız şe­ref­li ki­şi­ler­de bu­lu­nur: 1- Ken­di­si­ne kö­tü­lük ede­ne iyi­lik et­mek, 2- Ken­di­si­ne zul­me­de­ni af­fet­mek, 3- Ken­di­si­ni mah­rûm ede­ne bol bol ver­mek. ..... Bü­tün oku­yu­cu­la­rı­mın Kur­ban Bay­ra­mı­nı teb­rik edi­yo­rum...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.