"Ebû Bekir nerededir?"

A -
A +

Resûlullah Efendimiz, bir gün Medîne-i münevverenin mescidinde, ömürlerinin altmış üç yaşının son günlerinde, çok cemâ'at arasından kalktı. Minbere çıktı. Allahü teâlâya hamd ve senâ etti. Başlangıç sözünden sonra, "Ey havâs ve avâm! Benim sevgim, ehl-i beytimin sevgisi, Eshâbımın sevgisi, benim ümmetimin üzerine kıyâmet gününe kadar farzdır" buyurdu ve sordu: "Ebû Bekr-i Sıddîk nerededir?" Ebû Bekir de olduğu yerden sür'atle ayak üzerine kalkıp, dedi ki; yâ Resûlallah! Ben buradayım. Hazreti Server-i âlem buyurdu ki: "Bana yakın gel yâ Ebâ Bekr!" O da yakınına vardı. Buyurdu: "Minber üzerine gel!" Minber üzerine vardı. Resûlullah onu yanına aldı. Yüzünü kendi mubârek sînesine [göğsüne] tuttu. İki gözünün arasından öptü. Orada o kadar ağladı ki, mubârek gözlerinin yaşı, mubârek yüzünden kendi üzerine ve Ebû Bekir'in üzerine akıyordu. Yüksek sesle: "Ey Müslümanlar! Bu gördüğünüz Ebû Bekr-i Sıddîk'tır. Muhâcîr ve Ensârın seyyidi ve büyüğüdür. O kimsedir ki, Allahü teâlâ bana emretti ki, ben onu kendime, dünyada baba mertebesinde tuttum. Âhirette sonsuz olarak dost edindim. Bu benim musâhibimdir. Cümle halk beni tekzîb ederken, o beni tasdik etti. O vakit ki, bütün herkes beni sürdüğü zaman bu beni mekânlandırdı, makâmlandırdı. Herkes benden kaçıp, nefret ettiği zaman bu benimle ülfet ve ünsiyyet etti. Herkes beni öldürmek istediği zaman, malını, cânını, bedenini bana fedâ etti. Kızı Âişe-i Sıddîkayı bana tezvîc etti. Bilâl'i kendi malından benim için âzâd etti. Allahü teâlânın la'neti ve meleklerin la'neti, bütün insanların la'neti, buna buğzedenlerin üzerine olsun. Allahü teâlâ buna buğzedenlerden bîzârdır. Ben de bîzârım. Her kim isterse ki, Allahü teâlândan ve benden bîzâr olmak; Ebû Bekir'den bîzâr olsun." Sonra buyurdu ki: "Ey Müslümanlar! Burada bulunup, benim sözlerimi işitiyorsunuz! Bu sözleri, benim ümmetimden burada bulunmayanlara, kıyâmete dek iletiniz. Yâ Ebâ Bekr! Geri dön, yerine otur. O şeyi ki, ben senin hakkında söyledim. Allahü teâlâ bilir, gerçektir, sâbittir. Ve benim söylediğimden ziyâdedir." Ebû Bekir minberden inip, yerine oturdu. Sonra buyurdu ki: "Ömer bin Hattâb nerededir?" Hazreti Ömer yerinden sür'atle kalkıp, dedi ki; "Yâ Resûlallah! Ben buradayım" Buyurdu ki: "Yâ Ömer, benim yanıma gel!" O da geldi. Buyurdu ki: "Yâ Ömer, minber üzerine gel!" Ömer de minber üzerine geldi. Resûlullah Efendimiz onun yüzünü mübârek sînesine, göğsüne dayadı. İki gözünün arasından öptü. Gördük ki, mubârek gözlerinin yaşı Hazreti Ömer'in üzerine damladı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.