İmâm-ı Gazâlî hazretleri, sadece Peygamberlerin izinde gidenlerin ahırette sonsuz azaptan kurtulacaklarını bildiriyor. Aklına güvenen zavallılar ise, Peygamberlere "aleyhimüssalevât" uymağa, gericilik deyip, sözlerini akla uygun getirmeğe çalışıyor. Aklın eremediği şeylerde, şüphesiz yanılıyorlar. Bunlar sonsuz Cehennem azabından kurtulamayacaklardır. Allahü teâlânın Peygamberi olan İsâ aleyhisselâmın sözlerini, bunların en büyüğü tanınan Eflâtun işitince, "Biz temiz, olgun, ilerici insanlarız, bize, doğru yol gösterecek kimseye ihtiyâcımız yoktur" dedi. Ölüleri diriltiyor, körlerin gözlerini açarak, abraş denilen hastaları iyi ederek kurtarıyor. Yani, kendi fenlerinin, tecrübelerinin yapamadığı şeyleri yapıyor, diye işittiği bir kimseyi, gidip görmesi, hâlini incelemesi lâzım iken, görmeden, anlamadan, böyle cevap verdi. Bu sözleri çok ahmak olduğunu göstermektedir. Avrupa kitaplarında, Eflâtun'un Mîlâddan, yani İsâ aleyhisselâmın dünyayı teşrîflerinden, 384 sene önce öldüğü yazılıdır. Bu yanlıştır. Kendisi meşhûr olduğundan, ölüm zamanına inanılırsa da, İsâ "aleyhisselâm"a, ancak oniki havârî inanıp, İsevîler az ve asırlarca gizli yaşadıklarından, Mîlâd, yani Noel Gecesi doğru anlaşılamamışdır. Mîlâdın, Aralık'ın yirmibeşinde veya Ocak ayının altısında veya başka gün olduğu sanıldığı gibi, bugünkü Mîlâdî senenin bir veya dört sene az olduğu, çeşitli dillerdeki kitablarda yazılıdır. O hâlde, mîlâdî sene, Müslümanların senesi olan, hicrî sene gibi, doğru ve kat'î olmayıp, günü de, senesi de şüpheli ve yanlıştır. İmâm-ı Rabbânî'nin "kuddise sirruh" buyurduğuna göre, üçyüz seneden fazla olarak, noksandır ve İsâ "aleyhisselâm" ile Muhammed "aleyhisselâm" arasındaki zaman, bin seneden az değildir. İbni Asâkir'in Şâbî'den haber verdiğine göre, İsâ aleyhisselâm ile Muhammed aleyhisselâm arasında 963 sene fark vardır. Muhammed aleyhisselâm, hicret ederken, târîhçilere göre, şimdi kullanılan mîlâdî senenin 622.'ci senesinde Safer ayının son perşembe günü akşama yakın Sevr dağında mağaraya girdi. Pazartesi gecesi mağaradan çıkıp, Eylül ayının yirminci, pazartesi günü Medîne şehrinin Kubâ dış mahallesine ayak bastı. Bugün, Müslümanların (Hicrî şemsî) sene başı oldu. O gün Rebî'ul-evvel ayının sekizinci günü idi. O senenin Muharrem ayının ibtidâsı, (Hicrî kamerî) sene başı kabûl edildi. Bu kamerî sene başı, Mayıs ayının onaltıncı cuma günü idi.