Alış verişte, ölçüde hîle etmemeli, doğru tartmalıdır. Kur'ân-ı kerîmde, Mutaffifîn sûresi, birinci âyetinde meâlen, "Verirken noksan, alırken fazla ölçenlere acı azâblar yapacağım" buyuruldu. Büyüklerimiz, her aldıklarını biraz noksan, verdiklerini de, biraz fazla ölçerdi. 'Bu az fark, Cehennem ile aramızda perdedir' derlerdi. Bunu tam doğru ölçememek korkusundan yaparlardı. 'Yedi kat yer ve yedi kat gökler genişliğinde olan Cenneti, birkaç kuruşa satanlar ne kadar ahmaktır ve birkaç kuruş için, Cehennem azâbı ile müjdelenenler ne kadar ahmaktır' buyururlardı. Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" her ne satın alsaydı, parasını biraz fazla verirdi. Fudayl bin İyâd "rahmetullahi teâlâ aleyh" oğlunu, birşey satın alıp, vereceği altının kirlerini temizlerken görünce, "Ey oğlum! Bu yaptığın iş, sana iki nâfile hacdan ve iki umreden daha faydalıdır" buyurdu. Büyüklerimiz buyuruyor ki: Fâsıkların en kötüsü, alırken çok, satarken az ölçenlerdir. Manifaturacılardan, kumaşı alırken gevşek, satarken gergin tutup ölçenler de böyledir. Kemiğini, âdetten fazla koyan kasaplar da böyledir. Hubûbât içine toz toprak karıştırıp satan köylüler de böyledir. Malın iyisi ile kötüsünü karıştırıp, hepsini iyi diye satan pazarcılar da böyledir. Bunların hepsini yapmak haramdır. Velhâsıl, alış verişte herkese karşı doğru hareket etmek şarttır. Hatta, kendine söylenmesini istemediği sözü başkalarına söylememelidir. Böyle haramlardan kurtulmak için de, kendini, din kardeşinden üstün görmemek lâzımdır. Bunu da, herkesin yapması güçtür. Bunun için Allahü teâlâ, "Hepiniz Cehennemden geçeceksiniz!" buyuruyor. Ama, herkes Allahü teâlâdan korkusuna göre, oradan çabuk veya geç kurtulacaktır. Müslüman, dünyayı sevdiği, dünyaya düşkün olduğu için değil, Allahü teâlâ, çalışmağı emrettiği için aldatmadan dürüst olarak çalışıp kazanır. Nefsinin kötü arzûlarına, zevklerine kavuşmak için çalışıp para kazanmak ve çalışırken helâli haramdan ayırmamak, başkalarının haklarına saldırmak, onlara olan borçlarını ödememek, kanûnlara karşı gelmek, vergilerini vermemek, dünyaya düşkün olmağı gösterir. Dünyaya düşkün olmak, büyük günahtır. Allahü teâlâ emrettiği için çok çalışıp, çok kazanmak ve Onun emrettiği gibi çalışıp, kazandığını, Onun emrettiği yerlere sarf etmek, ibâdet yapmak olur. Çok sevap olur.