Hiçbir kültür, hiçbir inanç kendiliğinden devam etmez, sonraki kuşaklara intikal etmez. Ancak, kendinden önceki kuşaktan emanet olarak alınan bu değerler, kendinden sonraki kuşaklara ulaştırmakla devam eder. Bu da ancak, iyi bir çalışma ile, maddi manevi destekle olur. Üzerinde bulunduğumuz topraklarda nice medeniyetler, nice kültürler gelip geçmiş. Bunlar kültürlerine, örf ve âdetlerine sahip çıkmadıkları, kendilerinden sonraki nesillere nakletmedikleri için yok olup gitmişler. Aynı durum bizim için de geçerlidir. Vatanımıza, milletimize, dinimize sahip çıkmazsak birkaç nesil sonra bu topraklarda başka kültürlerin, başka dinlerin hakim olması kaçınılmazdır. Allah korusun, böyle bir şey olduğunda, hem ecdadımız hem de bizden sonraki çocuklarımız, torunlarımız bizden davacı olurlar. Ecdadımız; size emanet ettiğimiz bayrağı niçin sizden sonrakilere ulaştırmadınız, emanete hıyanet ettiniz diye; bizden sonrakiler ise, size gelen emaneti bize ulaştırmadığınız için biz dinden, manevi değerlerden uzaklaştık, bunun sorumlusu sizsiniz diye ahirette hesap sorarlar. Bu kolay verilecek bir hesap değildir. Bunun için vatanımıza, dinimize sahip çıkmak zorundayız. Vatana, dine sahip çıkmak önce gençlere sahip çıkmakla başlar. Bu da, vatanını, milletini, devletini seven gençler yetiştirmekle olur. Eğer gençlere sahip çıkılmaz, örf-âdetlerimize, ananelerimize, milli kültürümüze uygun yetiştirilmezse, boşluk meydana gelir. Meydana gelen bu boşluğu da birileri doldurur! Hiçbir kap boş kalmaz. Nasreddin Hoca'nın yaptığı gibi, testiyi kırmadan önce, tedbiri almak gerekir. Testi kırıldıktan sonra, ah, vah etmek testiyi geri getirmez. Bugün bazı gençlerimiz, yanlış yollara sapmışsa, şunun bunun maşası olmuşsa, kabahat sadece onların değil; fert fert hepimizin bunda payı vardır. Gençlerimize sahip çıkmanın en verimli devresi de fırtınaların estiği üniversite çağıdır. Bu dönemi kazasız belasız atlatan genç, hayata atılmış, artık yolunu çizmiş olur. Çeşitli zararlı akımlardan hiçbir şekilde etkilenmez. Devletimiz bu maksatla, yurtlar açarak gençliğe sahip çıkmakta. Ancak, devletin de imkanları sınırlı olduğu için, bütün üniversite ve yüksek okul öğrencilerine yatma, yeme-içme imkanı sunamamaktadır. Bu açığı doldurmak için birçok vakıf, halktan sağladıkları yardımlarla, Devlete destek olarak özel yurtlar açmıştır. İmkanları nispetinde gençleri, buralarda barındırıp, vatanımıza, devletimize faydalı halde yetişmesi için gayret etmektedir. İşte, bu vakıflardan biri de "İhlas Vakfı"dır. İhlas Vakfı, Türk Dünyası'ndan ve Anadolu'dan gelen binlerce fakir öğrenciye her türlü yardımı yapmaktadır. İhlas Vakfı Öğrenci Yurtları'nda, Türk Dünyası'ndan gelen öğrenciler ücretsiz olarak kalmaktadır. Yurtlarda 3 öğün yemek çıkmakta, Vakıf bu öğrencilere sevgi ve şefkat kucağını açmaktadır. İhlas Vakfı Öğrenci Yurtlarının bir yıllık et ihtiyacı, hayırsever vatandaşlarımızın verdikleri Kurban Vekaletleri ile karşılanmaktadır. Böyle hayır kurumlarını ve ilim yuvalarını bütün hayırseverlerin her türlü imkan ile desteklemesi ve yardım etmesi, milli, dini bir vazifedir. Bilgili, kültürlü, inançlı öğrencilerin yetişmesinde kurban vekaleti vererek bu hizmetlere ortak olalım, destek verelim. Kurban Vekaleti vermek isteyen hayırsever vatandaşların, kendilerine en yakın İhlas Vakfı Öğrenci Yurdu'na uğrayarak veya aşağıdaki adrese telefon ederek, Kurban Vekaleti vermeleri mümkün olmaktadır. (İrtibat için telefon: 0 212 513 99 00-451 49 00)