Yıllardır içeride, sözde ilim adamları tarafından Kur'an-ı kerim ve din düşmanlığı yapılırken, dışarıda müslüman olmamasına rağmen İslâmiyet'e düşman olmayan, Kur'an-ı kerimin üstünlüğünü kabûl eden ilim adamları çıkmıştır. Meselâ, Gibon, (Roma İmparatorluğunun çökmesi ve yıkılması) adlı eserinde, İslâm dîni ve Kur'ân-ı kerîm hakkında şunları söylüyor: "Kur'ân-ı kerîm, Allahın birliğini isbât eden en büyük eserdir." Amerikalı astronomi uzmanı Michael H. Hart, Hazret-i Âdem'den bugüne kadar gelen bütün büyük insanları birer birer inceleyerek, bunların içinden 100 tanesini ayırmakta, bu 100 kişi arasında, en büyüğü olarak Peygamberimizi "sallallahü aleyhi ve sellem" göstermektedir. "Onun kudreti, kendisine Allah tarafından vahiy edildiğine inandığı, muazzam eser, Kur'ândan geliyor" demektedir. Kur'ân-ı kerîmi İngilizceye tercüme eden Arbeyrry ise: "Ne zaman ezân dinlesem, bana bir mistik müzik gibi te'sîr eder" demektedir. Marmaduke Pisthall ise, Kur'ân-ı kerîm için: "En taklîd olunamaz senfoni, en sağlam bir ifâde, insanları ağlamağa veya coşturmağa sevkeden bir kudret" ifâdesini kullanmıştır. Bunların yanında birçok batılı filozof, yazar, ilim ve siyâset adamı, Kur'ân-ı kerîmden, büyük bir takdîr ve büyük bir hayrânlıkla bahsetmektedirler. Lamartine bile Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" için, "Filozof, hatîb, Peygamber, kumandan, yeni dogmalar koyan, muazzam bir İslâm Devleti kuran adamdır. İnsanların büyüklüğünü ölçmek için kullandıkları bütün mikyâslarla ölçülsün, acaba ondan daha büyük bir insan var mıdır? Olamaz!" demekten kendini alamamıştır. Amerikan Chicago Üniversitesi profesörlerinden, tanınmış psikoanaliz uzmanı Jules Masserman 1974 yılının 15 Temmuzunda yayınlanan "Time" mecmuasının özel nüshasında, "Büyük liderler nerede?" başlığı altında, târihte şimdiye kadar gelip geçmiş olan önderleri incelemekte, bunların psikoanalizini yapmakta ve bu liderlerin en büyüğünün Muhammed aleyhisselâm olduğunu bildirmektedir. Kültürlü insanlar, insafla düşündükleri zaman, Allahü teâlânın varlığına inanmak mecbûriyetinde kalıyorlar. Doğru dürüst yapılmayan Kur'ân-ı kerîm tercümelerinden bile, hakîkî dînin İslâmiyet olduğunu itirâf ediyorlar. Tercümeler, hiçbir zaman, aslına uygun olamaz. Bu bakımdan İslâmiyeti incelemek isteyen yabancılara, islâm âlimlerinin (Akâid) kitapları tavsiye edilmelidir.