Muhammed aleyhisselâmın mucizelerinin en büyüğü Kur'ân-ı kerîmdir. Bugüne kadar gelen bütün şâirler, edebiyâtçılar, Kur'ân-ı kerîmin nazmında ve manasında âciz ve hayran kalmışlardır. Bir âyetin benzerini söyliyememişlerdir. Kur'ân-ı kerîmin i'câzı ve belâgati insan sözüne benzemiyor. Yani, bir kelimesi çıkarılsa veya bir kelime eklense, lafzındaki ve manasındaki güzellik bozuluyor. Bir kelimesinin yerine koymak için, başka kelime arayanlar bulamamışlardır. Dizilişi Arab şâirlerinin şiirlerine benzemiyor. Geçmişte olmuş ve gelecekte olacak nice gizli şeyleri haber vermektedir. İşitenler ve okuyanlar, tadına doyamıyorlar. Yorulsalar da, usanmıyorlar. Okuması veya dinlemesi, sıkıntıları giderdiği sayısız tecrübelerle anlaşılmıştır. İşitenlerden kalblerine dehşet ve korku çökenler, bu sebepten ölenler bile görülmüştür. Nice azılı İslâm düşmanları, Kur'ân-ı kerîmi dinlemekle, kalbleri yumuşamış, imana gelmişlerdir. İslâm düşmanlarından ve muattala, melâhide ve karâmita denilen müslüman ismini taşıyan dinsizlerden Kur'ân-ı kerîmi değiştirmeye, bozmaya ve benzerini söylemeye çalışanlar olmuş ise de hiçbiri, arzûlarına kavuşamamıştır. Tevrât ve İncîl ise, insanlar tarafından her zaman değiştirilmiş ve yine değiştirilmektedir. Bütün ilimler ve tecrübe ile bulunamıyacak güzel şeyler ve iyi ahlâk ve insanlara üstünlük sağlıyan meziyetler ve dünya ve âhiret saâdetine kavuşturacak iyilikler ve varlıkların başlangıcı ve sonu hakkında bilgiler ve insanlara faydalı ve zararlı olan şeylerin hepsi Kur'ân-ı kerîmde açıkça veya kapalı olarak bildirilmiştir. Kapalı olanlarını, erbâbı anlayabilmektedir. Semâvî kitâpların hepsinde, Tevrât'ta, Zebûr'da ve İncîl'de bulunan ilimlerin ve esrârın hepsi Kur'ân-ı kerîmde bildirilmiştir. Kur'ân-ı kerîmde mevcûd ilimlerin hepsini ancak Allahü teâlâ bilir. Çoğunu sevgili Peygamberine "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" bildirmişdir. Hz. Ali ve Hz. Hüseyin bu ilmlerden çoğunu bildiklerini haber vermişledir. Kur'ân-ı kerîmi okumak çok büyük bir nimettir. Allahü teâlâ, bu nimeti Habîbinin ümmetine ihsân etmiştir. Melekler bu nimetten mahrûmdurlar. Bunun için, Kur'ân-ı kerîm okunan yere toplanıp dinlerler. Bütün tefsîrler, Kur'ân-ı kerîmdeki ilimlerden çok azını bildirmektedirler. Kıyâmet günü, Muhammed aleyhisselâm minbere çıkıp Kur'ân-ı kerîm okuyunca, dinleyenler bütün ilimlerini anlayacaklardır.