Zeyd bin Hârise kumandasındaki ordu Mute Savaşı için hareket ettiğinde Abdullah bin Revâha Peygamber efendimizin huzûruna gelerek, "Yâ Resûlallah! Bana ezberleyeceğim ve aklımdan hiç çıkarmayacağım bir tavsiyede bulunur musunuz?" dedi. Resûlullah efendimiz buyurdular ki: "Sen, yarın Allaha pek az secde edilen bir ülkeye varacaksın. Orada secdeleri çoğalt!Allahü teâlâyı zikret, çünkü, Allahü teâlâyı zikir, umduğuna kavuşmanda sana yardımcı olur!" Ordu, Medîne dışındaki hurmalıklara gelince, sevgili Peygamberimiz son emirlerini verdiler: "Çocukları, kadınları, âmâları sakın öldürmeyin... Evleri yıkıp, ağaçları yakıp harâp etmeyin!" Zeyd bin Erkam der ki: Ben Abdullah bin Revâha'nın terbiyesi altında yetişmiş bir yetimdim. Mûte seferine çıktığımızda beni de terkisine bindirmişti. Geceleyin biraz gidince dudaklarından şehidliği özlediğini ve buna kavuşmak için yandığını ifâde eden şiirler söylüyordu. Bu beyitleri işitince ağladım. Bunu fark eden Abdullah bin Revâha, bana dedi ki: "Sana ne oluyor! Şehid olmamın sana ne zararı var? Hak teâlâ bana şehidliği nasîb ederse, sen de hayvanıma biner, geri döner, yerine ulaşırsın. Ben ise dünyânın dert, tasa, üzüntü ve hâdiselerinden kurtularak özlediğim şehidlik makâmına kavuşurum." Abdullah bin Revâha, gece inip iki rekat namaz kılıp, uzunca bir duâ yaptı. Sonra Zeyd'e dönüp dedi ki: "Ey çocuk! İnşallah bu sefer şehidlik nasib olacaktır!" İslâm ordusu, Şam topraklarında bulunan, Ma'an şehrine kadar hiç durmadı. Ancak orada, Bizans imparatorunun kendilerine karşı, 100.000 kişilik büyük bir odu yolladığını haber aldılar. Derhal istişâre toplantısı yapıldı. Sonunda, hazret-i Abdullah ayağa kalktı: "Ey Mücâhidler!.. Bu sefere niçin çıktığımızı, hatırlamıyor gibisiniz!.. Çünkü hepiniz biliyorsunuz ki, ya kahramanca savaşıp zafer kazanacağız veya Allah rızası için ölüp, şehîd olacağız... Bu mertebelerin ikisi de, her Müslümân için, en büyük şereftir. Kardeşlerim... Unutmayın ki biz düşmana karşı, sayı ve silâh çokluğuyla savaşmıyoruz... Cenâb-ı Hakkın lutfettiği, İslâm dîni ve îman gücümüzle, er meydanına atıldık. Hepimiz yüce Allahtan, iki şey diliyoruz: Ya gâzilik, ya şehîdlik" diyerek sözlerini tamamladı..."