Etki tepki meselesi

A -
A +

İngiliz araştırmacı Karen Armstrong Müslüman ülkelerdeki terörün sebebini anlatmaya şöyle devam ediyor: "Kısa görüşlülükle hareket ederek ve sırf kendi çıkarlarını düşünerek İslam ülkelerine yön veren Batılılar, gitgide sevimsizleştiler ve nefret edilir duruma düştüler. Bir yandan insan haklarından ve demokratik değerlerden dem vururken, diğer yandan despot yönetimleri ayakta tuttuğu için ABD, sahtekâr devlet olarak görülmeye başlandı. Yüzbinlerce Filistinli, İsrail işgali yüzünden mülteci durumda bulunurken, hangi insan haklarından, hangi demokratik değerlerden bahsedebilirdi? Demokrasi adı altında yapılan zorbalıkları, insan hakları maskeli işgalleri göre göre Batı'dan ve Batılı değerlerden tiksinmeye başlayan Müslüman kitleler, çareyi giderek İslâmı daha iyi yaşamakta, direnmekte aramaya başladılar. Nerede Batı tipi bir toplum olmuşsa, orada mutlaka, fundamantalizm de ortaya çıkmıştır. Nitekim ben bunları yakından inceledim. Hepsinde de gördüğüm şudur: Bu insanlar Batının gerçek maksadının hakiki imanı ve dini değerleri yok ettiği kanaatini taşıyorlar. Bu fundamantalistler hayatta kalma mücadelesi verdiklerine inanıyorlar. İslâmda intihar, masum insanları, savaşmayan kadın, çocuk ve yaşlıları öldürmek haramdır. Fakat bazı gruplar, yapılan zulümlerden gına getirmiş ve eylemden başka çarenin kalmadığı kanaatine varmışlardır. Bu kimseler, hayatında çok zulüm görmüş ve sonunda da Seyyid Kutup'tan ilhamla zâlim yönetimleri silah yoluyla devirme yolunu seçmişlerdir. Bununla beraber itiraf etmeliyim ki, 11 Eylül saldırısı beni tam anlamıyla hayrete düşürdü. Çünkü bu saldırı, benim incelemiş olduğum Müslümanların hiçbirinin yapacağı bir işe benzemiyordu. Görünen o ki Muhammed Atta uçağa binmezden önce votka içmişti. Oysa alkol Kur'ân'da kesinkes yasaklanmıştır ve bir 'şehit adayı'nın nefesi votka kokarken cennete girebilmeyi düşünmesi asla ve kat'a mümkün değildir. Pansilvanya'da düşen uçaktaki terörist olduğu iddia edilen Lüblanlı Ziyad Cerrahi'nin de gece kulüplerine devam eden biri olduğu iddia ediliyor. Halbuki Müslümanlar kesinlikle içki içmezler. Gece kulüpleri gibi eğlence yerlerine adımlarını dahi atmazlar. Bütün bunları cahiliye davranışı olarak görür ve nefret ederler. Bir olup bitene, bir de bildiğim hakikatlere bakıyorum, bu meselenin Müslümanlarla hiçbir bağının olmadığını görüyor ve diyorum ki; galiba bu çok garip, çok tuhaf ve hiç görülmedik bir eylem şekli. Böyle bir eylemi de Müslümanların yapmayacağına inanıyorum. Peki bundan sonra Batılılar olarak bizler ne yapmalıyız? Zira bu trajediyi hayra çevirmek de pekâlâ mümkündür. Öncelikle bizler, biz Batılı vatandaşlar terörle mücadeleyi, politikacılarımıza veya ordularımıza bırakmalıyız! Artık yapılan zulüm ve cinayetlere kayıtsız kalamayız. Hem İslâm âlemini, hem de diğer Üçüncü Dünya ülkelerinin gönüllerini kazanacak hareketlerde bulunmalıyız. Sadece Müslümanlar diş bilemiyorlar Amerika'ya ve Avrupa'ya, Müslüman olmayan ülkeler de, en az Müslüman ülkelerin insanları kadar öfke ve kin duyuyorlar. Bizler İslam düşmanlığını bırakmak zorundayız. Bu kötü imajımızı dezeltmemiz gerekiyor. Çıkarlarımızı, onlara zulmetmeden demokratik haklarımızı kullanarak korumak zorundayız. İslam ülkelerindeki terörü ancak bu hususlarda dikkatli ve son derece titiz olursak önleyebiliriz. Biz güçlüyüz istediğimizi yaparız anlayışı ile bir yere varamayız!" Karen Armstrong, yanlışlıkları ve yapılması gerekeni açık yüreklilikle ortaya koymuş. Bize söyleyecek söz bırakmamış. İnşaallah akılları başına gelir de bunları hemen tatbike koyarlar. İslam ülkeleri de böylece yüz sene önceki huzura kavuşur! Herkes rahatlar!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.