İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki: Takva sahibi olmayanlar, yaptıkları hayır hasenatın karşılığını dünyada da görmek isterler. Gizlice sadaka vermekten hoşlanmazlar. İyiliği ifşa eden fakiri arayıp bulurlar. Fakirin almış olduğu sadakayı gizlemesini, kendilerine karşı işlenmiş bir küfran-ı nimet sayarlar... Bunlar, çoğu zaman komşularını aç bırakarak paralarını hac yolunda sarf ederler. İbn Mes'ud hazretleri buyurdu ki: "Ahir zamanda, sebepsiz hac yapanlar çoğalacaktır. Onlar için hac seferleri kolaylaşacaktır. Rızıkları çoğalacaktır. Ancak hacdan mahrum ve sevapları kendilerinden alınmış olarak döneceklerdir!" Bir kişi Bişr-i Hafî hazretlerine gelip hac için vedalaşmak istediğinde ona sordu: "Hac nafakası için ne kadar para hazırladın?", "İki bin dirhem!", "Haccınla neyi talep ediyorsun? Zâhidliği mi yoksa Kâbe'ye karşı iştiyâk mı veya Allah'ın rızasını istemeyi mi?" "Allah'ın rızasını istemeyi!", "Eğer evinde oturduğun halde Allah'ın rızasını kazanırsan, o iki bin dirhemi infak edip, Allah'ın rızasına varırsan, bunu yapar mısın?", "Evet yaparım!" "O halde git, bu parayı on şahsa ver: Borcunu vermeye çalışan borçluya, fakirlikten kurtulmak isteyen fakire, çoluk çocuk sahibi olup onların nafakasını temin etmeye çalışana, yetimi büyütene ve sevindirene ver; eğer kalbin o iki bin dirhemi bu saydıklarımdan birine vermeye razı ise ver. Zira bir Müslümanın kalbine sevgi sokmak, üzüntülüyü üzüntüsünden, felâketzedeyi zararından, zayıfı zafiyetinden kurtarmak, yüz nafile hacdan daha üstündür. Kalk! Sana emrettiğimiz gibi o parayı infak et! Aksi takdirde kalbindekini bize söyle!", "Benim kalbimde sefere gitmek daha kuvvetlidir." Bunun üzerine hazreti Bişr tebessüm ederek ona yöneldi ve "Mal, ticaretin kirinden ve şüphelilerden derlendiği zaman, nefis ister ki onunla ihtiyacını görmüş olsun! Dolayısıyla nefis sözde salih ameller yaptığını sanır! Oysa Allahü teâlâ, muttakîlerin amelinden başkasını kabul etmemeye söz vermiştir" dedi. > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr