Evli gençlere akıl almaz müdahaleler!

A -
A +

Dün, anne babasının sık sık evlerine gelmeleri, evlerinden çıkmamaları sebebi ile evliliğinin yıkılma noktasına geldiğini bildiren bir bayanın mektubuna yer vermiştim. Bugün de evlilikleri biten bir erkeğin mektubuna yer vermek istiyorm. Bitiş sebebini şöyle anlatıyordu: "Evimiz kayınpederlerin evine yakındı. Sabah ben işe giderken hanım da hazırlanıyor benimle beraber evden çıkıyor annesine gidiyordu. Akşam çoğu zaman annesinden alıp getiriyordum. İş dönüşü evde olduğu zaman da annesi bizim evde oluyordu. Baş başa rahat bir şekilde kaldığımız nadirattandı. Bir müddet böyle devam etti. Bir gün hanıma; bu böyle olmaz, biz artık evlendik, ayrı bir evimiz var. Herkes evinde baş başa, yalnız kalmak ister. Ayrı bir evimiz olduğunu kabullen, emanetçi gibi olma. Annene söyle, çok sık gelmesin. Sen de, her gün annenlere gitme. Hafta sonlarında beraber gideriz. Hasretini giderirsin, dedim. Bu defa da, telefonla görüşmeye başladılar. Herkese gelen telefon parasının 3-4 katı fatura gelmeye başladı. Kendisini defalarca ikaz ettim. Hatta, kayınvalideme de durumu söyledim. Telefon etmesini çok mu görüyorsun, tabii ki arayacak diye kızından taraf oldu. Bir müddet daha sabrettim. Değişen bir şey yok. Sonunda bu konu tartışmaya dönüştü. Tartışmadan annesinin haberi oldu hemen. Nasihat edecekleri yerde, kızlarını alıp götürdüler. Gidiş o gidiş, bir daha da bir araya gelemedik. Evliliğimiz fındık kabuğunu doldurmayan bir sebepten bitti. İbret olsun, başkalarının da yuvaları yıkılmasın diye bunu yazıyorum..." Evet, dün de bahsettim, evlilikte ilk aylar, ilk yıllar çok önemlidir. Kadın evine alışmalı, evini kabullenmelidir. Bunun için, evin ana babanın biraz uzağında olmasında büyük fayda vardır. Birçok kız annesi, aynı mahallede hatta aynı apartmanın karşı dairesinde olmasını istiyor. Aslında bu, kızına iyilik değil kötülüktür. Kız tarafına yakın olunca, herhangi bir şeyden dolayı kızının üzgün olduğunu gören anne baba; eyvah, damat kızı dövmüş, üzmüş, gibi yanlış düşüncelere kapılıp araya girerler sıkıntıya sebep olurlar. Erkek tarafına yakın olunca da sıkıntı olur. Evliliğin ilk aylarında aileler çocukları kendi yanlarına çekme gayreti yerine, herkes kendini karşı tarafın yerine koysa problem kendiliğinden çözülecek daha doğrusu problem olmayacak. Daha da ilerisi, kız tarafı erkek tarafını tutar, onun avukatlığını yapar, erkek tarafı da kız tarafını düşünür onları memnun etmeye çalışırsa, aileler arasında memnun etme yarışı başlar, her iki aile de rahat eder. Çok mahzurlu, dinen uygun olmayan bir hal değilse, kız tarafı her zaman tartışmalarda kızının değil damadının yanında yer almalıdır. Asırlardır büyüklerimiz böyle hareket etmişlerdir. Resulullah efendimizin mübarek kızları Rukiye validemiz kocası hazret-i Osman'ı babasına şikayet etti: Resulullah efendimiz, "Ey benim kızım! Eğer Allahü teâlânın rızâsını ve benim rızâmı istersen, bir ân durma, var evine git, Osman'ın ayaklarına yüzünü sürüp, özür dile. Yoksa ne Hakkın huzurunda, ne de benim huzurumda yerin kalır!" deyip ve bir ân durdurmayıp, Hazreti Osman'ın huzuruna gönderdi. Ufak bir tartışmada, hemen kızına arka çıkan anne babalar, Peygamber efendimizin bu nasihatlerinden ders almalıdırlar. (Bu yazı "Huzurun Kaynağı Aile" kitabından alınmıştır. Evlilik ve aile hayatı, çocuk eğitimi konularında emsalsiz bir eser. Arı Sanat Yayınevi) > Tel: 0 212 - 454 38 21 Faks: 0 212 - 454 38 29

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.