Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki, "Cuma, fakîrlerin haccıdır ve müminlerin bayramıdır ve gök ehlinin bayramıdır ve Cennette de bayram günüdür. Günlerin en iyisi, en şereflisi Cumadır" ve bir hadîs-i şerîfte, "Cuma günü iyiliklerin hazînesidir ve güzel şeylerin menbaıdır" buyuruldu. Bir hadîs-i şerîfte de buyurdu ki: "Mûsâ aleyhisselâm dedi ki: Yâ Rabbî! Bana cumartesi gününü verdin, Muhammed aleyhisselâmın ümmetine hangi günü vereceksin? 'Onlara Cuma gününü vereceğim' buyuruldu. 'İlâhî! Cuma gününün kıymeti ve sevâbı ne kadardır' diye sordu. 'Ey Mûsâ! Cuma günü yapılan bir ibâdete, cumartesi günü yapılan yüzbin ibâdet sevâbı vardır' buyuruldu. Bunun üzerine Mûsâ aleyhisselâm, 'yâ Rabbî! Beni Muhammed aleyhisselâmın ümmetinden eyle' diye duâ eyledi." Kur'ân-ı kerîmde Cuma gününü bildiren âyet-i kerîmeyi getirince, Cebrâîl aleyhisselâm dedi ki, yâ Muhammed "aleyhissalâtü vesselâm"! Mûsâ aleyhisselâmın ümmeti eğer Cuma gününün kıymetini bilselerdi buzağıya tapmaktan, Yahûdî olmaktan kurtulurlardı. Îsâ aleyhisselâmın ümmeti de bilselerdi hıristiyan olmaktan korunurlardı. Bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: "Cuma günü geldiği için sevinen bir mü'mine, kıyâmete kadar her gün, o kadar sevâb verilir ki, adedini Allahü teâlâ bilir." Bir hadîs-i şerîfde, "Cuma günü vefât eden mü'minlere şehîd sevâbı verilir ve kabir azâbından onu korurlar" buyuruldu. Yine hadîs-i şerîfde "Cuma günü sabâh namazından evvel üç kerre (Estagfirullahel'azîm ellezî lâ ilâhe illâ huv el-hayyel-kayyûme ve etübü ileyh) okuyanın ve anasının ve babasının bütün günahları af olur" buyuruldu. Cuma gününün sünnet ve edebleri vardır: Cumayı perşembeden karşılamalıdır. Meselâ, yeni ve temiz elbiseyi hâzırlamalı, işleri bitirip Cumayı ibâdetle geçirmeğe gayret etmeli. Perşembe ikindiden sonra tesbîh ve istiğfar eylemeli. Cuma günü, Cuma namazı için gusl abdesti almalıdır. Bu gusl hakkında pek çok hadîs-i şerîf vardır. Saç sakal traşı olmalı, sakalın bir tutamdan fazlasını ve tırnakları kesmeli ve beyâz giymeli. Sakalın bir tutamdan kısa olması bid'at olup büyük günah olduğu (Berîka)da yazılıdır. Zulüm görmemek, nafakadan olmamak, yahud emr-i ma'rûf yapabilmek, müslümanlara ve islâmiyyete hizmet edebilmek, dînini, nâmûsunu koruyabilmek için sakalını kazımak câiz, hattâ lâzım olur.