Peygamber efendimizin Hazreti Hadîce-i kübrâ'dan altı evlâd-ı kirâmları vücûda geldi. İkisi erkek ve dördü kız. Hadîce-i kübrâ, Fâtıma-i Zehrâ'yı küçük yaşta bırakıp, dâr-ı fenâdan dâr-ı bekâya göç etti, vefât etti. Resûl-i sekaleyn Efendimiz Hazreti Fâtıma'yı bülûg çağına kadar kendi yanında bakıp, terbiye ettiler. Bir gün Fâtıma-tüz-zehrâ, Resûl-i ekremin huzur-u şerîflerine bir hizmet için geldiler. Hizmet edip dönünce, Hazreti Fâtıma'ya, baktılar ki, kemâle gelip, evlenme vaktine gelmişler. Hemen hâtır-ı şerîflerine geldi ki, Fâtıma'nın vâlidesi hayatta olsa idi, Fâtıma bülûga erdiğinde, onun çeyizini hâzırlardı. Zîrâ Resûlullah Efendimizin Hazreti Fâtıma'ya muhabbeti çok fazla idi. Sebebi bu idi ki, gâyet zâhide idi. Hem de vâlidesi olan Hadîce-i kübrâ'ya çok benzerdi. Bu husûs mubârek hâtırlarına gelince, derhâl Hazreti Cebrâîl gelip, Allahü teâlânın selâmını Habîbine getirdi. Dedi ki; "Yâ Resulallah! Allahü teâlâ buyurur ki, Habîbim hiç merak etmesin ki, ben Fâtıma kulumun bütün ihtiyâçlarını ve elbiselerini Cennet libâslarından yapıp, yakında sâdık ve muvahhid ve has bir kuluma veririm." Resûlullah Efendimiz Cebrâîl aleyhisselâmdan bu kelâmı işitip, şükür secdesi yaptı. Sonra Cebrâîl aleyhisselâm siniler ve Cennet elbiseleri ile geri döndü. Resûlullah Efendimiz bunları gördü. Buyurdu ki: Yâ kardeşim Cebrâîl. Allahü teâlânın emr-i şerîfi nedir. Bu siniler ile ne emir ederler? Cebrâîl aleyhisselâm dedi ki: Yâ Resûlallah! Allahü teâlâ sana selâm eder ve buyurur ki, ben Habîbimin kızı Fâtıma-i Zehrâ'yı Ali'ye verdim. Arş-ı Uzmâda nikâh ettim. Hemen Habîbim de Eshâb arasında nikâh eylesin. Sinilerin birinde Cennet libâsları elbiseleri vardır. Fâtıma'ya giydirsin. Diğer sinilerde Cennet yiyecekleri vardır. Eshâbına ziyâfet versin. Resûlullah Efendimiz bunu işitti. Tekrar şükür secdesi yaptı. Emretti ki, Sahâbe-i güzîn hazretlerini toplasınlar. Ondan sonra Hazreti Cebrâîl'e dedi ki: Yâ kardeşim Cebrâîl! Kızım Fâtıma benim hâtırımı kırmaz. Bu Cennet elbiselerini dünyada giymeye değmez. Geriye, Cennet'e götürünüz! Sonra, Hazreti Ali ile Hazret-i Fatıma'nın nikahı için Sahâbe-i kirâm toplandı...