Fen dışı konular

A -
A +

Yıllardır, Müslüman ilim adamları için, "fen ilminden anlamazlar, fen ilmine karşıdırlar" iftirası yapıldı. Halbuki eskiden medreselerde din bilgileri ile beraber zamanın fen bilgileri de öğretilirdi. Sultân İkinci Abdülhamîd Hân zamanında yetişen din adamlarından, Abdüllatîf Harpûtî'nin 1911'de, İstanbul'da basılan (Tenkîh-ul-kelâm fî-akâid-i Ehl-i islâm) kitabı, fen bilgilerini ve din büyüklerinin bunlar üzerindeki sözlerini uzun bildirmekdedir: Fen adamları, cisimleri ve cisimlerdeki olayları araştırır, inceler. Bunlar üzerinde deneyler yapar. Madde ve olayları anlar ve anladıklarını bildirir. Gördüklerinden, his ettiklerinden dışarıya çıkmazlar. Bundan dışarıya çıkan, vazîfesinin dışına çıkmış olur. His olunamıyan, incelenemiyen, deney yapılamıyan konular, fen bilgisinin dışında kalır. Böyle konularda, fen adamının sözü kıymetsiz ve ehemmiyetsiz olur. Bir fen adamı, melek yoktur deyince, meleğin varlığı, fen ile incelenemez, deney ile anlaşılamaz demek isterse, bu sözü, fenne uyar. Fakat, deney ile isbât edilemediği için meleğin varlığına inanılmaz demek istiyorsa, hiç kıymeti olmaz. Söyleyenin yüzüne çarpılır. Çünkü, bu sözü ile, kendisi fennin dışına çıkmakta, fenne uymamaktadır. İncelemekle, deneyle varlığı anlaşılamıyan şeyi inkâr etmeğe, var olamaz demeğe kalkışmak, varlığını, fen göstermektedir demesi kadar yersiz ve fenne aykırıdır. Rûh, melek, cin, Cennet, Cehennem gibi, fen konusu dışındaki varlıkları, madde ve olay sınırları içinde aramak ve deney ile anlamağa uğraşmak, fen adamına yakışmaz. Böyle varlıkları anlamak, Peygamberlerden "aleyhimüsselâm" işitmekle olur. Bu bilgileri, fen yolu ile anlamağa kalkışmak, ekmeği kulağına götürmeğe, kulakla yemeği istemeğe benzer. Gök dürbünleri yapılınca görülen yıldızlar ile, mikroskopla görülen küçük varlıklar, daha önceki zamanlarda görülemiyor, varlıkları bilinmiyordu. O zaman görülemediği için, bu varlıklara yok demek, yanlış, haksız olduğu gibi, fen adamlarının, bugünkü fen âletleri, fen bilgileri ile anlayamadıkları şeyleri ve hele, fen, madde bilgisi sınırları dışındaki varlıkları inkâr etmesi, yok demesi de, yersiz ve haksız olur. Fenne uymayan bir söz, bir câhil sözü olur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.