İslam büyükleri Cenab-ı Hakkın takdirine, kaza ve kaderine tam teslim olmuş kimselerdi. Bunun için, yakınlarından; eş, kardeş veya çocuklarından birini kaybettikleri zaman Allah'ın emrine teslim ve kazasına razı olurlardı. Onlar, Allah'ın iradesini kendi iradelerine tercih ediyor; "Allah böyle murad etmiş!" diyorlardı. Hâtem'ül-Esam da şöyle buyurdu: "Musibete uğrayan birisinin feryat edip üstünü başını parçaladığını gördüğünüz zaman, ona ta'ziyede bulunmayın. Zira o günah sahibidir, ona ta'ziyede bulunan da günahta ona ortak olur. Vâcib olan ancak onu bundan menetmektir." İbni Ebî Kesîr buyurdu ki: "Ölenin arkasından feryat etmekte bir fayda yoktur. Çünkü feryat etmek, gideni geri çeviremez!" Abdullah bin el-Mübârek buyurdu ki: "Bir musibete uğrayan kul, musibetin beşinci gününde ne yapacağını düşünsün de birinci gününde de onu yapsın." Allahü teâlâ'nın levh-i mahfuza ilk yazdığı şey "Şüphesiz Ben Allahım, Benden başka hiçbir ilâh yoktur; Muhammed de Benim Resûlümdür" meâlindeki Tevhid metnidir. Bu metin şu mealde devam etmektedir: "Kim Benim kazama teslim olmaz, belâma sabretmez ve nimetlerime şükretmezse; Benden başka bir Rab bulsun kendisine! Kim de kazama teslimiyet, belâma sabır gösterir ve nimetlerime şükrederse, onu "Sıddîk" olarak yazar ve kendisini "Sıddîklar" ile birlikte haşrederim." Hadîs-i şerifte de şöyle buyuruldu: "Allahü teâlâ'nın kazasına razı olmak, kulun bahtiyarlığındandır." Ebû Hüreyre buyurdu ki: "Yüce Allah'a tam bir teslimiyet göstermek imanın en üst derecesidir." Vehb bin Münebbih de şöyle buyurdu: "Kim başkasının elindekine göz dikerse, şüphesiz Allah'ın kazasına kızmış olur. Allahü teâlâ Dâvûd aleyhisselâma şöyle vahyetmiştir: "Ey Dâvûd. Eğer sen benim murad ettiğime teslim olursan, muradına ermen için ben kâfiyim. Sonunda ancak benim istediğim olur." Ömer bin Abdülaziz'e, "Ne istiyorsunuz?" diye sormuşlar. O da; "Muradım, Allah'ın murad ettiği şeydir" diye karşılık vermiştir. Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr