Fetva vermek

A -
A +

Eskiden şeyh-ul-islâm denilen, müftîler vardı. Yine o devirlerde, müftî adını taşıyan devlet memûrlarının da bulunduğu zamanlar oldu. İslâm müftîleri, Allahü teâlânın emirlerini ve yasaklarını, yani ahkâm-ı islâmiyyeyi bildiren âlimler idi. Müftî denilen devlet memûrları ise, zâten ahkâm-ı islâmiyyeyi bilmezlerdi. Allahü teâlânın yasak ettiği birşeyi, hükümdar emir etseydi, bu şeyi yapmak câiz değildir demezlerdi. Allahü teâlânın emretdiği birşeyi, bir zâlim terk etseydi, bu şeyi yapmak lâzım olduğunu söyleyemezlerdi. Susarlar veya tersini söylerlerdi. Böylece, kendileri dinden çıkar, müslümânları da günaha veya küfre sürüklerlerdi. Cengiz askerinin, islâm memleketlerine yayılıp, câmilerin yıkıldığı, müslümânların öldürüldüğü zamanlarda ve Fâtımîler ve Resûlîler zamanlarında, hattâ Abbâsîler zamanında, böyle müftî denilen devlet memûrları, haramlara câizdir dediler. Hattâ, Kur'ân-ı kerîme mahlûktur dediler. Müftî adı verilen bu memûrların böyle uydurma fetvâlar vererek dînin yıkıldığı zamanlarda, fıkıh, ilmihâl kitaplarına uyanlar, doğru yolda kaldı. Dinlerini kurtarabildi. Fetvâ demek, herhangi birşeyin ahkâm-ı islâmiyyeye uygun olup olmadığını bildirmek demektir. Yalnız, (uygundur) veyâ (câiz değildir) demek, fetvâ olmaz. Bu cevâbın, hangi fıkıh kitabının, hangi yazısından alındığını da bildirmek lâzımdır. Fıkıh kitaplarına uymıyan fetvâlar yanlıştır. Bunlara bağlanmak câiz değildir. İslâm bilgilerini öğrenmeden, bilmeden, âyet-i kerîme veyâ hadîs-i şerîf okuyup da, bunlara kendi kafasına, kendi görüşüne göre manâ verenlere islâm âlimi denmez. Bunlar Beyrut'taki papazlar gibi, Arapça bilen bir tercüman olabilir. Ne kadar yaldızlı, parlak söyleseler ve yazsalar da, hiç kıymeti yoktur. "Ehl-i sünnet âlimleri"nin anladıklarına ve bunların yazdığı fıkıh kitaplarına uymıyan sözleri ve yazıları Allahü teâlâ beğenmez. İbni Âbidîn isimli kıymetli fıkıh kitabında buyuruluyor ki: Fâsıkın müftî olması uygun değildir. Bunun verdiği fetvâlara güvenilmez. Çünkü fetvâ vermek, din işlerindendir. Din işlerinde fâsıkın sözü kabûl edilmez. Böyle müftîlere birşey sormak câiz değildir. Gerçek Müftî, imâm-ı a'zam Ebû Hanîfenin sözüne uygun olarak fetvâ verir. Aradığını onun sözlerinde açıkca bulamazsa, İmâm-ı Ebû Yûsüf'ün sözünü alır. Onun sözlerinde bulamazsa, İmâm-ı Muhammed Şeybânî'nin sözünü alır. Ondan sonra İmâm-ı Züfer'in, daha sonra Hasen bin Ziyâd'ın sözünü alır. Bugün doğru yazılmış ilmihal kitaplarında, bir müslümana lazım olacak bütün bilgiler yazılmıştır. Bir mesele olunca, ilmihale müracaat edilmelidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.