Hazreti Ömer kendinden sonra halîfe olacak kimsenin tâyini için Eshâb-ı kirâmdan, Cennetle müjdelenenlerden yedi kişiyi seçti. Bunlar; Hazreti Osman, Hazreti Ali, Zübeyr, Talhâ, Sa'd ibni Ebî Vakkas, Abdurrahmân bin Avf ve Abdullah ibni Ömer radıyallahü anhüm idi. Bu yedi kişiden kendi oğlu Abdullah bin Ömer'i seçilmemek kaydıyla listeye dâhil etmişti. Bundan sonra oğlu Abdullah'ı Peygamber efendimizin hanımı Hazreti Âişe'ye gönderip kendisinin Resûlullah'ın yanına defnedilmesi için müsâade etmesini istedi. Hazreti Âişe'ye durum bildirilince; "O yeri kendim için ayırmıştım, fakat gönül hoşluğu ile Hazreti Ömer'e veriyorum" dedi. Hazreti Ömer bu haberi duyunca; "Bu benim en büyük dileğimdi" buyurarak çok memnun oldu. Yaralandıktan yirmi dört saat sonra vefât etti. Peygamber efendimizin yanına defnedildi. Şehit olduğunda 63 yaşındaydı. Her hâliyle dost ve düşmanın hayran kaldığı adâleti dillere destan olan Hazreti Ömer'in vefâtı, Eshâb-ı kirâmı ve diğer Müslümanları son derece üzdü, mahzûn etti. Hazreti Ömer şehit olunca, Abdullah ibni Ömer, Sahâbe-i kirâma dedi ki: "İlmin onda dokuzu, Ömer ile berâber öldü." Bâzılarının bu sözü anlamayarak durakladıklarını görünce; "İlimden maksadım Allahü teâlâyı bilmektir. Diğer bilgiler değildir" dedi. Peygamberlerden sonra insanların en üstünü Hazreti Ebû Bekir'dir. Ondan sonra Hazreti Ömer insanların en üstünüdür. Hazreti Ömer, bütün ilimlerde Eshâb-ı kirâmın ileri gelenlerindendi. Tefsir ilminde çok yüksekti. Kur'ân-ı kerîmin tefsirini bizzat Resûlullah'tan dinlemiş ve öğrenmiştir. Peygamber efendimizin devrinde de kâdılık yapar ve Eshâb-ı kirâmın müşkillerini hâllederdi. Kur'ân-ı kerîmin birçok âyeti onun ictihâdını teyit etmiş kuvvetlendirmiştir. Hazreti Ömer'in fıkıh ilmine de büyük hizmeti olmuştur. Fıkıh usûlünün birçok kâidesini tespit etmiş, Resûlullah'ın sünnetlerini îtinâ ile tespite çalışmış ve pekçok fetvâ vermiştir. Bu fetvâların bin kadarı fıkhın mühim meselelerinin temelini teşkil etmiştir. Hazreti Ömer, çeşitli hadîs-i şerîflerle methedildi: "Ben peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra peygamber gelmeyecektir. Eğer benden sonra peygamber gelseydi, Ömer elbette peygamber olurdu" hadîs-i şerîfi yüksekliğini anlatmaya yetişir.