Fıkıh, şerefli bir ilimdir. Fıkh okumak, geceleri nâfile namaz kılmaktan daha sevaptır. Âlimlerden okumak da, yalnız okumaktan daha sevaptır. Hanefî mezhebindeki dinin ahkâmı, Eshâb-ı kirâmdan Abdüllah ibni Mes'ûddan başlıyan yol ile meydana çıkarılmıştır. Yâni, mezhebin reîsi olan İmam-ı a'zam Ebû Hanîfe, fıkıh ilmini, Hammâd'dan, Hammâd da, İbrâhîm-i Nehâî'den, bu da Alkama'dan, Alkama da, Abdüllah bin Mesûd'dan, bu da Resûl-i ekremden almıştır. Ebû Yûsüf, Muhammed, Züfer bin Hüzeyl ve Hasen bin Ziyâd, hep, İmâm-ı a'zamın talebesidir. Bunlardan, İmam-ı Muhammed, din bilgilerinde, bin kadar kitap yazmıştır. Talebesinden olan İmam-ı Şâfi'înin annesini nikâh ettiği için, ölünce, kitapları, İmam-ı Şâfi'îye miras kalarak, İmam-ı Şâfi'înin bilgisinin artmasına hizmet etmiştir. Bunun için İmam-ı Şâfi'î "Yemin ederim ki, fıkıh bilgim, İmam-ı Muhammed'in kitaplarını okumakla arttı. Fıkıh bilgisini derinleştirmek istiyen, Ebû Hanîfe'nin talebesi ile beraber bulunsun" dedi. Bir kere de "Bütün müslümanlar, İmâm-ı a'zamın ev halkı, çoluk çocuğu gibidir" buyurdu. Yâni, bir adam, çoluk çocuğunun nafakasını kazandığı gibi, İmâm-ı a'zam da, insanların, işlerinde muhtaç oldukları din bilgilerini meydana çıkarmayı kendi üzerine almış, herkesi güç bir şeyden kurtarmıştır. İmâm-ı Şâfi'înin ayrı bir mezhep kurması, İmâm-ı a'zamı beğenmemesi, ondan ayrılması demek değildir. Eshâb-ı kirâmın da ayrı mezhepleri vardı. Bununla berâber birbirlerini çok severler ve hürmet ederlerdi. Feth sûresinin son âyeti buna şâhittir. İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe, fıkıh bilgilerini toplayarak, kısımlara, kollara ayırdığı ve üsûller, metotlar koyduğu gibi, Resûlullahın ve Eshâb-ı kirâmın bildirdiği îtikat, îman bilgilerini de topladı ve yüzlerce talebesine bildirdi. Talebesinden (İlm-i kelâm) yâni îman bilgileri mütehassısları yetişti. Ebû Nasr-ı İyâd, kelâm ilminde, Ebû Mensûr-i Mâtürîdî'yi yetiştirdi. Ebû Mensûr, İmâm-ı a'zamdan gelen kelâm bilgilerini, kitaplara yazdı. Yoldan sapmış olanlarla çarpışarak, Ehl-i sünnet îtikatını kuvvetlendirdi, her tarafa yaydı. Bir hadiste, "İlm dörttür: Dînin muhâfazası için fıkıh ilmi, sıhhatin korunması için tıp ilmi, lisanın muhâfazası için sarf ve nahv ilmi, vakitlerin bilinmesi için astronomi ilmi" buyuruldu.