"Firavun seni istiyor!"

A -
A +

Şerbetçi, Firavun'un emri üzerine, Yusuf aleyhisselâmın yanına giderek, "Ey büyük zat, Firavun seni istiyor!" dedi. Fakat Yusuf aleyhisselâm bu daveti hemen kabul etmeyerek şöyle cevap verdi: "Efendine dön de ellerini kesen o kadınların zoru neydi, kendisine sor! Benim Rabbim onların hilelerinin ne olduğunu, ne söylediklerini, ne yaptıklarını elbette bilir." Firavun'a bu durum iletildi. Meseleyi tahkik eden Firavun, o kadınları derhal yanına getirterek sordu: "Yusuf'un nefsinden murad almak istediğiniz vakit ne hâlde idiniz? Onu, Züleyha'nın emrine itaate teşvik ederken size karşı bir meylini hissettiniz mi? Kendisinde bir kötülük, şüphe götürür bir hareket gördünüz mü?" Kadınlar böyle bir soruyla karşı karşıya kalacaklarını hiç hesap etmemişlerdi. Hazreti Yusuf'un suçsuz yere hapsedilmesi onların da vicdan azabı çekmelerine sebep olmuş, ancak zamanla unutmuşlardı. Firavun'un bu meseleyi açmasıyla, eski vicdan azapları tazelenmişti. Suçu yine Hazreti Yusuf'a yıkmak mümkün idi, fakat tekrar vicdan azabına düşmek vardı. Bunun üzerine ellerini kesen kadınların hepsi, Yusuf aleyhisselâmı tenzih edip, onun temizliğine ve iffetinin yüksekliğine şehadet ederek dediler ki: "Hâşâ! Biz onun hiçbir kötü hâline, hiçbir günahına muttalî olmadık." Züleyha da, mecliste idi. Hanımlar onun yüzüne bakıp; "Sen ne dersin?" gibi bir imada bulundular. Azîzin hanımı Züleyha da; "Şimdi hak ortaya çıktı. Ben onun nefsinden murad almak istemiştim. O ise, şeksiz şüphesiz doğru söyleyenlerdendir!" dedi. Yusuf aleyhisselâmın, kendi durumunu, kendisine iftira eden, o ellerini kesen kadınlara sorarak araştırmasını Firavun'a teklif etmesi de; bu meselede temiz, nezih ve suçsuz olduğunun ayrı bir delilidir. Yusuf aleyhisselâmın, kendisine gelen elçiye böyle demesinin sebebi, Kur'an-ı kerimde mealen şöyle beyan buyuruldu: (Benim, işin doğrusunun anlaşılmasına vesile olan bu teşebbüsüm, onun [Azîzin] gıyabında [hanımına] hıyanet etmediğimi, Allahü teâlânın hainlerin hilelerini muvaffakiyete erdiremeyeceğini bilmesi içindi.) [Yusuf 52] Yusuf aleyhisselâm, zindana girince Cebrail aleyhisselâm gelmiş ve kendisine; "Allahümmec'al lî min indike ferecen ve mahrecen, verzuknî min haysü lâ ahtesib=Allahım! Bana kendi katından, içinde bulunduğum bu sıkıntıdan çıkış ve kurtuluş yolu nasip eyle. Beni ummadığım yerden, rızıklandır!" duâsını öğretmişti. Yusuf aleyhisselâm da böyle duâ ederdi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.