İsrailoğulları 12 kol halinde denizde açılan yolda ilerlerken, Hazreti Musa'nın yanında olanlar sordular: "Ya Musa! Biz bu yolda gidiyoruz. Fakat diğer yollara girmiş olan akrabalarımızın hâlinin nice olduğunu bilmiyoruz. Onlar da bizim gibi sağ ve selâmetle yollarına devam ediyorlar mı? Yoksa denizin içinde boğulup helâk mı oldular?" Hazreti Musa hemen duâ etti. Allahü teâlânın kudretiyle, yollar arasında bulunan dağ gibi sular içinde pencere açıldı ve denizden geçmekte olan İsrailoğulları birbirlerini görerek sevindiler. Böylece İsrailoğulları sağ ve selâmetle karşıya geçtiler. Allahü teâlânın onları koruyacağına dair olan vaadi gerçekleşti. İsrailoğulları kolaylıkla denizi geçip karşı kıyıya çıktıkları zaman, geri tarafta Firavun ve ordusunun önü de denize dayanmıştı. Denizde açılmış yolları ve İsrailoğullarının selâmetle karşıya geçtiğini görünce, hayrette kaldılar. Denizde açılmış yollar, önlerinde apaçık duruyordu. Fakat asker, o yollara girmeye cesaret edemedi. Firavun, askerini cesaretlendirmek için, böbürlenerek dedi ki: - Denize bakın! Düşmanlarıma, benden önde yürümüş, gitmiş olan kölelerime yetişmem için, heybetimden nasıl da yarıldı. Onları yakalayıp hepsini öldüreceğim. Yürüyün, haydi denize! Firavun askerlerinden hiçbiri, denizde bulunan yollara girmeye cesaret edemedi. Hatta Firavun'un veziri olan Haman bile, atını sürüp girmek isteyen Firavun'a mâni oldu ve sebebini şöyle izah etti: - Ben buraya çok geldim; burada böyle bir yol yoktu. Ben korkuyorum. Bu hâlin, Musa'nın bir hilesi olduğunu zannediyorum. Bizim ve adamlarımızın helâk olmasından endişe ediyorum. Firavun, onun sözlerine kulak asmadı ve denize girmek için acele ile atını ileri sürdü. Bundan sonra bütün ordu denize girip, ilerlemeye başladı. Aslında, Firavun'un kendisi de denize girmeye korkuyor, çekiniyor, fakat cesaretli imiş gibi görünmekten de geri kalmıyordu. Nihayet, Firavun'un askerinin ön kısmı karşı sahile yaklaştığında, arkada olanların hepsi denize girmişler; dışarıda, onlardan hiç kimse kalmamıştı. Yani Firavun ile ordusunun ön tarafı, İsrailoğullarının çıktıkları kıyıya; arka kısmı ise, geri taraftaki sahile yakın idi. Bu hâlde iken, Allahü teâlâ, denize, kapanarak onları batırmasını emretti. Hak teâlânın bu emri ile bütün yollar kapanıverdi. Firavun ve askerlerinin hepsi boğulup gitti...