İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki: Hadîs-i şerîfte, "Yeryüzünü küfür kaplamadıkça ve heryerde küfür ve kâfirlik yapılmadıkça, hazret-i Mehdî gelmez" buyuruldu. Bundan anlaşılıyor ki, hazret-i Mehdî çıkmadan evvel, küfür ve kâfirlik her tarafa yayılacak, İslâm ve Müslümanlar garîb olacaktır. Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem", âhır zamânda, Müslümanların garîb olacaklarını haber vermiş ve "Fitne zamânında yapılan ibâdet, (Mekke'den Medîne'ye) benim yanıma hicret etmek gibidir" buyurmuştur. Fitne ve fesâd zamânında, polisin, askerin ufak bir hareketi, râhatlık ve sükûnet zamânlarında yapacakları hareketlerinden katkat daha kıymetli olduğunu herkes bilir. Fitne yok olduğu zaman gösterecekleri kahramanlıkların kıymeti yoktur O hâlde ibâdetlerin en kıymetlisi ve kabûl olunanı, fitnelerin yayıldığı zamânlarda yapılanlardır. Kıyâmet günü, makbûl olanlardan, kurtulanlardan olmak istiyorsanız, Allahü teâlânın râzı olduğu, beğendiği iyi işleri yapınız! Sünnet-i seniyyeye, yani Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" yoluna sarılınız! Bu yola uymayan hiçbirşey yapmayınız! (Eshâb-ı Kehf) "rahmetullahi teâlâ aleyhim ecmaîn", her tarafı fitne kapladığı zaman, bir hicret yapmakla, yüksek dereceye kavuştular. Biz, Muhammed aleyhisselâmın ümmetindeniz. Ümmetlerin en iyisi olan ümmetteniz. Ömrümüzü lehv ve la'b ile, yani oyun ve eğlence ile ziyân etmemeliyiz. Çocuklar gibi, top oynamakla vaktimizi elden kaçırmamalıyız. Fitnelerin yayıldığı, fesatların çoğaldığı zamanlar, tövbe ve istiğfâr zamânıdır. Kenâra çekilmeli, fitnelere karışmamalıdır. Fitneler çoğalıyor. Gün geçtikçe yayılıyor. Peygamberimiz "aleyhi ve alâ âlihis-salâtü vesselâm" buyurdu ki, "Kıyâmet yaklaştıkça, fitneler çoğalır. Gece başlarken karanlığın artması gibi olur. Sabah evinden mümin olarak çıkan çok kimse akşam kâfir olarak döner. Akşam mümin iken, gece safâlarında îmânları gider. Böyle zamânlarda, evinde kapanmak fitneye karışmaktan hayırlıdır. Kenârda kalan, ileri atılandan hayırlıdır. O gün oklarınızı kırınız! Silâhlarınızı, kılınçlarınızı bırakınız! Herkesi tatlı dil ile, güler yüzle karşılayınız! Evinizden çıkmayınız". Hazret-i Mehdî, hükûmet sürdüğü zaman, dîni yayarken ve sünneti diriltirken, bid'at işlemeye alışmış olan Medîne'deki âlim, bid'ati güzel sandığı ve ibâdet olarak yaptığı için, hazret-i Mehdî'nin emirlerine şaşarak, (Bu adam, bizim dînimizi yok etti ve milletimizi öldürdü) diyecektir. Hazret-i Mehdî bu âlimi öldürecektir.