Gençlere sahip çıkıyor muyuz?

A -
A +

Eskiden, anne-baba, çocuğunun öncelikle, dinine bağlı, İslam ahlakı ile bezenmiş iyi bir insan olarak yetişmesini isterdi. Bunun için elinden geleni yapardı. İyi bir mesleği olsun, bol para kazansın zengin olsun gibi düşünceler aklının kenarından bile geçmezdi. İleride bu özelliklere sahip kimsenin zaten iyi bir meslek sahibi olacağına inanırdı. Şimdi ise, çocuk daha anaokulunda iken hangi okullarda okuyacağının hesabı yapılmakta. İlkokuldan itibaren kurslar başlamakta. Bu uğurda milyarlar harcanmakta. Çocuğun manevi, ahlaki yönü ise akıllara gelmemekte. Gelse bile camideki Kur'an kursuna bir ay göndeririz hallolur düşüncesi hakim. Bir gencin hayatta ve ayakta kalabilmesi, kendine, çevresine, vatanına faydalı olabilmesi için kuş gibi, uçak gibi iki kanada sahip olması lazımdır. Bunlardan biri olmazsa veya eksik olursa genç, topluma yük olur zararlı olur. Evlâdını manevi yönden yetiştirmesi babanın en önemli vazifesidir. Bunu yerine getirmeyen babalardan, evlâtları âhırette dâvâcı olacaklardır. Evlâdın baba üzerinde hakkı sorulduğunda, Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Evlâdın, babası üzerinde üç hakkı vardır. Bunlar: 1- Doğduğu zaman ona iyi bir isim koyması, 2- Kavrayacak duruma gelince, Kur'ân-ı kerîmi ve din bilgilerini öğretmesi, 3- Evlenme çağına erişince de evlendirmesi." Bir defasında, yanında oğlu olduğu hâlde, Hazret-i Ömer'e bir adam geldi ve, "Yâ Ömer! Bu oğlum bana karşı geliyor" diyerek oğlunu şikâyet etti. Bunun üzerine Hazret-i Ömer, o kimsenin oğluna, "Babana nasıl karşı geliyorsun? Allahtan korkmuyor musun? Babanın evlâdı üzerindeki haklarını bilmiyor musun?" dedi. Bu sırada genç sordu: "Ey mü'minlerin emîri, babanın evlâdı üzerindeki haklarını biliyorum. Peki, evlâdın baba üzerinde hiç hakkı yok mudur?" Hazret-i Ömer cevap verdi: "Olmaz olur mu hiç! Elbette vardır. Bu haklardan biri, babanın temiz ve asîl bir hanımla evlenmiş olmasıdır. Eğer erkek, bayağı bir kadınla evlenmiş olursa, bu hâl, ondan doğacak çocuklar için bir ar meselesi olur. Evlâdın, babası üzerindeki haklarından biri de kendisine iyi bir isim koymasıdır. Ve nihâyet, evlâdına dinini öğretmesidir." Hazret-i Ömer'den bu sözleri dinleyen genç dedi ki: "Vallahi babam bu söylediklerinizin hiçbirini yapmadı. Benim annem asîl bir kadın değildir. Dörtyüz dirhem karşılığında babamın satın aldığı Sind'li birisidir. Sonra, bana güzel bir isim değil bilâkis çirkin bir isim koymuş. Ayrıca bugüne kadar bana dinimi öğretmedi, Kur'ân-ı kerîmden bir âyet bile öğretmedi." Gencin bu sözleri üzerine Hazret-i Ömer celâllendi. Gencin babasına dönerek, "Oğlum bana karşı geliyor, diye bana şikâyete geliyorsun. Hâlbuki o sana karşı gelmezden önce, sen ona karşı gelmişsin. Önce onun şikâyet için bana gelmesi lâzımdı. Haydi git!" diyerek azarladı. Gençler öğretim için aileden ayrılınca da anne baba çocuğunu takip etmelidir. Başıboş bırakmamalıdır. Vatanına milletine bağlı, ahlaka, dürüstlüğe önem veren yurtlarda kalmasını sağlamalıdır. Topluma faydalı insan yetişmesine gayret eden yurtlara, üniversiteye giden çocuğu olsun olmasın herkesin destek vermesi gerekir. İşte bu yurtlardan biri de, İHLAS VAKFI öğrenci yurtlarıdır. Her sene olduğu gibi bu sene de, İhlas Vakfı, yurtlarında kalan, ülkemizdeki ve Türk devletlerindeki fakir öğrencilerin yemek ihtiyaçlarını karşılamak için vekalet yolu ile kurban bağışını kabul etmektedir. Çorbada bizim de tuzumuz olsun, diyenlerin gönül rahatlığı ile destek verebilecekleri yurtlardır buralar. Vakıf yetkililerinin verdiği bilgiye göre bu seneki kurban fiyatları; 190, 225 ve 260 milyon olmak üzere üç boydur. Geniş bilgi ve vekalet vermek için 0212 513 99 00-451 49 00 numaralı telefonlara müracaat edilebilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.