"Geri dönüp gitti!"

A -
A +

Resûl aleyhisselamın zevcelerinden Ümmü Seleme validemizin âzâd ettiği Sefîne ismindeki sahâbî, Resûlullahın hizmetinden hiç ayrılmazdı. Rumlara karşı yapılan gazâda askerden ayrılıp kâfirlere esîr düştü. Kaçıp gelirken karşısına korkunç bir arslan çıktı. Ben Resûlullahın hizmetçisiyim deyip başından geçenleri arslana anlattı. Arslan, buna yüzünü gözünü sürüp, yanında yürüdü. Düşmândan bir zarar gelmesin diye yanından ayrılmadı. İslâm askeri görülünce, dönüp gitti. Iyâs bin Seleme anlatır: Hayber gazâsında, Resûlullah beni gönderip Hazret-i Ali'yi istedi Hazret-i Ali'nin gözleri ağrıyordu. Elinden tutup, güçlükle getirdim. Mübârek parmaklarına tükürüp, Ali'nin gözlerine sürdü. Sancağı eline verip, Hayber kapısında döğüşmeye gönderdi. Çok zamandır açılamıyan kapıyı Hazret-i Ali yerinden sökerek, Eshâb-ı kirâm kaleye girdiler. Uhud gazâsında Ebû Katâde hazretlerinin bir gözü çıkıp yanağı üzerine düştü. Resûlullaha "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" getirdiler. Mübârek eli ile gözünü yerine koyup, "Yâ Rabbî! Gözünü güzel eyle!" dedi. Bu gözü, diğerinden güzel oldu. Ondan daha kuvvetli görürdü. Ebû Katâde'nin torunlarından biri halîfe Ömer bin Abdülaziz'in yanına gelmişti. Sen kimsin? dedi. Bir beyt okuyarak, Resûlullahın mübârek eli ile gözünü yerine koymuş olduğu zâtın torunu olduğunu bildirdi. Halîfe bu beytleri işitince, kendisine ziyâde ikrâmda ve ihsânda bulundu. Cehcâh-i Gaffârî isminde birisi halîfe Hazret-i Osmân'a isyân etti. Resûlullahın her zaman elinde taşıdığı âsâyı dizi ile kırdı. Bir sene sonra, dizinde Şirpençe hastalığı hâsıl olarak ölümüne sebep oldu. Kureyş kâfirlerinden Velîd bin Mugîre, Âs bin Vâil, Hâris bin Kays, Esved bin Yagûs ve Esved bin Muttalib, Resûlullaha "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" cefâ ve eziyyet etmekte başkalarından aşırı gidiyorlardı. Cebrâîl aleyhisselâm gelip, "Seninle alay edenlere cezâlarını veririz..." meâlindeki Hicr sûresinin 95. âyetini getirip, Velîd'in ayağına, ikincisinin ökçesine, üçüncüsünün burnuna, dördüncüsünün başına, beşincisinin gözlerine işâret etti. Velîd'in ayağına bir ok battı. Çok kibirli olduğundan, eğilerek oku çıkarıp atmak, kendine ağır geldi. Demiri topuk damarına batıp, siyatik hastalığına yakalandı. Âs'ın ökçesine diken battı. Tulum gibi şişti. Hâris'in burnundan devâmlı kan geldi. Esved bir ağaç altında neş'eli otururken, kafasını ağaca vurup, diğer Esved de, âmâ olup, hepsi helâk oldular.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.