Resulullah Efendimiz, "Gıybetten kaçınınız! Muhakkak ki gıybet, zinadan daha kötüdür. Çünkü kişi, bazen zina eder, tevbe eder ve Allah tevbesini kabul eder. Gıybet yapan bir kimse ise, gıybeti yapılan kişi kendisini affetmedikçe Allah tarafından affedilmez" buyurdu. Hâtem'ül-Esam hazretleri buyurdu ki: "Bir toplantıda şu üç haslet bulunduğu zaman, rahmet-i ilâhiye oradakilerden uzaktır: Birincisi, dünyayı anmak, ikincisi çok gülmek, üçüncüsü de insanları köktülemek, gıybetini yapmak!" İmam-ı Şarani hazretleri buyurdu ki: "Bize gelen habere göre; yalancı, cehennemde bir köpek şeklinde azâb görecek, hased eden bir domuz suretinde azab görecek, gıybet eden de maymun hâlinde azab görecektir. Koğuculuk yapan da böyle." İmam-ı Şarani hazretleri başka bir zaman da şöyle buyurdu: "Yaptığın işleri bir düşün: Bunlardan sâlim kalmışsan Allaha şükret. Yok eğer günah işlemişsen, istiğfar et Rabbine. Hak sahiplerine verilecek bir şeylerin olması için sâlih amelleri çok işle. Nefsinin günahkâr olduğuna inan, Allahü teâlâdan gafil bulunan kimselerin, hakkındaki 'O iyi adamdır!' diye konuştuklarını çok duysan da, iyiliğine hükmetme. Şüphesiz onların, senin hakkındaki sözleri bir zandan ibarettir. Nefsini yakînen bilen ise, onlar değil, sensin. Hele bir şeyhin meselâ gıybet ve koğuculuk edilen toplantılarda hazır bulunması veya birisinin bu hâlini sükûtla karşılaması, cidden hazindir. Çünkü o bu yüzden fâsık olur. Üstelik hiç kimse bunun çirkinliğini nerede ise hakkıyla idrak edememektedir. Şu sözü de unutma! Demişler ki: Kendisinin yakînen bildiğini, başkalarının zannı için terk eden kimse, cahillerin en cahilidir!" Ebû Abdullah el-Entâkî de buyurdu ki: "Senin, bir din kardeşinin ayıbını kalbinde yerleştirip, onun düşmanlığından korkarak kendisiyle konuşmayı terk etmen de haram olan gıybete dahildir. Bir kimse ki, birisini açıkça gıybet etmeye cür'et eder; derken bu hal onu, insanlar hakkında yalan ve iftira söylemeye sürükler." Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr