Yobazlığın da çeşidi olur mu, demeyin. Yobazların da çeşitleri var. Yobazların en zararlısı ve en tehlîkelisi, mal, para, makâm elde etmek için yabancı ideolojilerin, dinde reformcuların ve mezhebsizlerin propagandalarını yaparak; bölücülük yapan, milletin îmânını, ahlâkını bozan, satılmış, din, fen ve siyaset yobazlarıdır. Genel olarak yobazları üçe ayırabiliriz: 1- Kandırılmaya, yönlendirilmeye, satın alınmaya müsait cahil, terörist tabiatlı kimseler: Osmanlı târihini kana boyayan Patrona Halil, Kabakçı Mustafa, Mehdî olduğunu iddiâ eden Celalî isyanını çıkartan Bozoklu Celâl gibi kimseler bu kısım yobazlardandır. 2- Yobazların ikinci kısmı, din yobazlarıdır. Bunlar kötü din adamlarıdır. İlimleri biraz varsa da, sinsi maksatlarına, paraya, mala ve makâma kavuşmak için, bilmediklerini veya bildiklerinin tersini söylerler ve yaparlar. Bunlar, dış güçlerin maşası olarak, üç günlük dünya zevkleri için; din bilgilerini, makâm, mevki gibi dünyalık şeyler yüzünden dîni yıkmakta kullanırlar. Meselâ, İslâm dîninde büyük yaralar açan Yahûdî Abdüllah bin Sebe, Ebû Müslim Horasânî, Hasan Sabbah, Şeyh Bedreddîn, Vehhâbîlik fitnesini ortaya çıkaran Necdli Abdülvehhâb oğlu Muhammed, Mısır'daki mason locası başkanı Cemâleddîn-i Efgânî, Kâhire müftüsü mason M. Abduh ile çömezi Reşid Rızâ, Ahmed Kâdıyânî, Musa Carullah, Muhammed İkbal, Fazlurrahman, Hamidullah, Mevdudi, Seyyid Kutub ve zamanımızda bunların uzantısı olan, Usame bin Ladin gibi kimseler veya bunları savunanlar bu tür din yobazlarındandır. Bunlar, Müslümanların din duygularını, îmânlarını sömürerek, İslâma büyük zarar vermişlerdir. Hıristiyan Batı alemi burada da ikiyüzlülük ederek, kötü huylu, câhil, kaba kimseleri satın aldılar. Bunları din adamı diye tanıttılar. Sonra da, işte Müslümanların din adamları böyle câhil, terörist kimselerdir, diyerek Müslümanları veya Müslüman olmak isteyenleri, dinden soğuttular. Bunların belli başlı özellikleri şunlardır: Âlimlere, mezheblere düşmandırlar. Her fırsatta, sinsi bir şekilde geçmişteki büyük âlimleri kötülerler. Çünkü geçmişteki âlimleri tanıyanlar, bunların eserlerini okuyanlar, dış güçlerin adamı olan bu sahtekârları hemen tanır. Bunlara aldanmaz. Dînin; âlimlerin fıkıh, ilmihâl kitaplarından değil, doğrudan Kur'ân-ı kerîmden öğrenilmesini tavsiye ederler. Mezhebleri, âlimleri devre dışı bırakmak isterler. Böylece; âlimlerden, mezheblerden uzaklaşmış insanları elde etmek kolaylaşır. Sonra da bunları istedikleri gibi yönlendirirler. Öyle veya böyle elde ettikleri, bu kimseleri her fırsatta öne çıkararak, bunlarla câhil insanları etkileri altına alırlar. Zamanımızda İslâmiyetin emirlerini yapmaktaki gevşeklikler ve insanların dinden yüz çevirmeleri, hep din adamı perdesi altında söylenen sözlerden, yazılardan ve bu adamların bozuk niyetlerinden dolayıdır. Zaten kendileri de İslâmiyeti yaşamazlar, insanlar arasında namaz kılar görünürler, yalnız kaldıklarında namaz bile kılmazlar. 3- Yobazların üçüncü kısmı, elinde üniversite diploması bulunan, fen adamı olarak ortaya çıkan Fen Yobazları'dır. Fen yobazları, gençlerin îmânlarını bozmak, bunları dinden, İslâmiyetten ayırmak için, uydurdukları şeyleri fen bilgisi, tıp bilgisi, ilericilik olarak anlatır ve yazarlar. Din kitapları, bu yanlış fen bilgilerine uymadığı için, "Bu bozuk kitaplara inanmak, bunların gösterdiği yolda yaşamak gericiliktir" derler. Din yobazları, din bilgilerini değiştirdikleri gibi; fen yobazları da, fen bilgilerini değiştirerek İslâmiyete saldırırlar. İslâmiyeti bilen iyi yetişmiş olan akıllı bir kimse, bunların sözlerinin ilme, fenne uymadığını, bunların fen ve din câhili olduklarını hemen anlar ise de; gençler, talebeler, bunların etiketlerine aldanarak, yalanlarına inanır, felâkete sürüklenirler. Dinimizi, imanımızı koruyabilmek için, her çeşit yobazı iyi tanımak, bunların hilelerine, oyunlarına gelmemek gerekir.