Allahü teâlânın hiç sevmediği bu dünyanın; haramların, zararlı şeylerin içyüzünü ve onun aşağı olan süslerinin ve yaldızlarının çirkinliğini, gönül gözümüzle anlamalıyız. Bu dünyanın çirkinliği anlaşılmadıkça, ona düşkünlükten kurtulunamaz. Ona bağlanmaktan kurtulunmadıkça, âhırette felâketten kurtuluş ve saadete kavuşmak olamaz. "Dünyayı sevmek günâhların başıdır" hadîs-i şerîfi şaşmaz bir formüldür. Zararları gidermek, tersini yapmakla olduğundan, bu dünyanın sevgisinden kurtulmak için, âhırete yarayan işlere yapışmak, İslâmiyetin iyi olarak bildirdiği işleri yapmak lâzımdır. Hak sübhânehu ve teâlâ, dünyanın beş şey, hattâ dört şey olduğunu bildirdi. Hadîd sûresinin yirminci âyetinde meâlen, "Dünya hayâtı, elbette la'b, yani oyun ve lehv yani eğlence ve zînet yani süslenmek ve tefâhur yani öğünmek ve malı, parayı, evlâdı çoğaltmaktır" buyuruldu. İslâmiyetin (A'mâl-i sâliha) diyerek övdüğü şeyler yapılınca, dünyanın büyük parçası olan lehv ve la'b için zaman kalmaz. Bu ikisi azalır. Erkekler ipek elbise giymez ve zînet eşyâsının yapıldığı madde olan altını ve gümüşü kullanmazsa, dünyanın üçüncü parçası olan zînet de azalır. Allahü teâlâ, üstünlüğün ve kıymetin vera' ve takvâ ile olduğunu, makam ile, mal ile olmadığını bildirmiştir diyen kimse, hiç öğünmez. Evlâdın ve malın, mülkün artması, Allahü teâlâyı zikretmeği azaltacağını ve Onu unutturacağını bilen, bunları çoğaltmak için uğraşmaz, bunların çoğalmasını ayıb sayar. Sözün kısası, zararlardan kurtulmak için, Haşr sûresinin yedinci âyetinin, "Resûlullahın emirlerini yapınız ve yasaklarından kaçınınız!" meâl-i âlîsine uyarak yaşamalıdır. Bunun için de, Önce, Ehl-i sünnet vel-cemaat âlimlerinin kitablarında bildirilenlere uygun olarak, itikadı düzeltmek lâzımdır. Bundan sonra, farzları, vâcibleri, sünnetleri, müstehabları, helâl ve harâmları, mekruhları ve şüpheli olanları, Ehl-i sünnet âlimlerinin fıkıh kitablarından öğrenmeli ve işler, bu bilgiye uygun olmalıdır. Bunlar yapıldıkdan sonra, sıra üçüncüsüne gelir ki, bu da, tasavvuf, ahlak bilgileridir. Ehl-i sünnet itikadı ve fıkıh bilgilerine uygun işler, tayyârenin iki kanadı gibidir. Bu iki kanat sağlam olmadıkça, maddesiz, zamansız âleme uçulamaz. Bu iki kanat elde edilmeden, bazı haller hâsıl olursa, felâket uçurumuna doğru yuvarlanıldığı anlaşılmalıdır. Böyle hâllerden ve vecdlerden kurtulmak için Allahü teâlâya sığınmalıdır.