Devletin, idarecilerin halkın üzerinde hakkı olduğu gibi halkın da idareciler üzerinde hakları vardır. Cenab-ı Hak, halkı idarecilere emanet etmiştir. İdareciler, halkın hakkını hukukunu korumak zorundadırlar. Abdullah bin Ömer'den rivayet edilen bir hadis-i şerifte, Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" şöyle buyurmuşlardır: "Hepiniz bir sürünün çobanı gibisiniz. Emriniz altında olan kimselerden mes'ûlsünüz. Hükümdar, emri altında bulunan bütün insanlardan mes'ûldür. Evin reisi ev halkından mes'ûldür. Ev hanımı evinden ve çocuklarından mes'ûldür. Uyanık olun, dikkat ediniz! Herbiriniz bir gözeticisiniz. Gözettiklerinizden sorumlusunuz." Diğer bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Halkına iyi davranmayan, onların haklarını gözetmeyen ve bu hâlde ölen kimseye Cennet harâm edilmiştir." Zorluk gösteren zorluk, kolaylık gösteren kolaylık görür. Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" "Yâ Rabbî! Ümmetime bir işinde zorluk çıkarana sen de zorluk çıkar. Kolaylık gösterene de kolaylık ver" diye dua ettiler. Ayrıca, "Adil idâreciler Hak teâlâ katında nûrdan minberler üzerinde olurlar." buyurdular. İdarecilik mesuliyetli bir iştir. Peygamberimiz, "On kişinin âmiri olan bir kimse Kıyamet günü bağlı olarak getirilir. Sonunda ya adâleti onu bağlardan kurtarır veyâ zulmü onu helâk eder" buyurdu. Resûlullah Efendimiz, Cenab-ı Hakkın en çok sevdiği ve en çok buğzettiği kimseleri şöyle bildirdi: "Kıyâmet günü Allahü teâlânın insanlar içinde en çok sevdikleri ve mertebe bakımından Allaha en yakın olanları âdil hükümdârlardır. Kıyâmet günü Allahü teâlânın insanlardan en çok buğzettikleri en şiddetli azâb ettiği, zâlim devlet adamlarıdır." Yine, Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdular ki: "Sultan, Allahü teâlânın yeryüzündeki zıllidir. Kullarından her mazlûm ona sığınır. Adâlet yaparsa sevâb alır, halk da ona teşekkür eder. Zulmederse karşılığı boynunda kalır, halk ise sabreder." "Adaleti zulmüne galip olan kadı Cennettedir. Zulmü adaletine galip olan kadı da Cehennemde olur."