Medine'de, mescid-i nebevîde dikili bir hurma kütüğü vardı. Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" hutbe okurken, bu direğe dayanırdı. Buna Hannâne denirdi. Minber yapılınca, Hannânenin yanına gitmedi. Ondan ağlama seslerini, bütün cemaat işittiler. Minberden inip, Hannâneye sarıldı. Sesi kesildi. "Eğer sarılmasaydım, benim ayrılığımdan kıyâmete kadar ağlardı" buyurdu. Böyle mucizeler çok görülmüş ve haber verilmiştir. Eline aldığı çakıl taşlarının ve tuttuğu yemek parçalarının arı sesi gibi, Allahü teâlâyı tesbîh ettikleri çok görülmüştür. Bir kâfir gelip, Senin Peygamber olduğunu ben nerden bileyim? dedi. Resûlullah efendimiz, "Şu hurma ağacındaki salkımı çağırsam, o da gelse iman eder misin?" buyurdu. Kâfir, evet iman ederim dedi. Resûlullah hurma salkımını çağırdı, sıçrayarak geldi. Resûlullah, "Yerine git!" buyurdu. Ağaçtaki yerine çıkıp asıldı. Bunu gören kâfir iman etti. Mekke'de birkaç kurt bir sürüden koyun kapıp götürdüler. Çoban hücûm edip, kurtardığında, kurtların birisi, Allahü teâlânın gönderdiği rızkımızı elimizden alırken, Allahü teâlâdan korkmadın mı? dedi. Çoban, "Çok şaşırdım, kurt konuşur mu?" deyince, kurt, "Bundan daha şaşılacak şeyi haber vereyim mi? Medine'de Allahü teâlânın Peygamberi olan Muhammed "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" mucizeler gösteriyor" dedi. Çoban gelip bunu Resûlullaha anlattı ve müslüman oldu. Muhammed "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" bir çayırda giderken, üç kere, yâ Resûlallah sesini işitti. O tarafa bakıp, bağlı bir geyik gördü. Yanında bir adam uyuyordu. Geyiğe ne istediğini sordu. O da, "Bu avcı beni avladı. Karşıki tepede iki yavrum var. Beni salıver! Gidip, onları emzirip geleyim" dedi. Resûl aleyhisselâm, "Sözünü tutar mısın, gelir misin?" dedi. "Allahü teâlâ için söz veriyorum, gelmezsem Allahü teâlânın azâbı benim üzerime olsun" dedi. Resûlullah, geyiği bıraktı. Biraz sonra geldi. Resûlullah onu bağladı. Adam uyanıp, "Yâ Resûlallah, bir emrin mi var" dedi. Peygamber efendimiz "Bu geyiği âzâd et!" buyurdu. Adam geyiğin ipini çözüp bıraktı. Geyik sevincinden iki ayağını yere vurup, "Eşhedü en lâilâhe illallah ve enneke Resûlullah" dedi ve gitti.