Kötü huyların biri de hasettir. Haset, kıskanmak, çekememek demektir. Allahü teâlânın ihsân ettiği nimetin ondan çıkmasını istemektir. Faydalı olmıyan, zararlı olan birşeyin ondan ayrılmasını istemek, haset olmaz, "Gayret" olur. İlmini, mâl, mevki ele geçirmek, günah işlemek için kullanan din adamından ilmin gitmesini istemek gayret olur. Mâlını haramda, zulmde, İslâmiyeti yıkmakta, bid'atleri ve günahları yaymakta kullananın mâlının yok olmasını istemek de, haset olmaz, din gayreti olur. Bir kimsenin kalbinde haset bulunur, kendisi buna üzülür, bunu istemezse, bu günah olmaz. Kalbde bulunan hâtıra, düşünce, günah sayılmaz. Hâtıranın kalbe gelmesi insanın elinde değildir. Kalbinde haset bulunmasından üzülmezse veya arzûsu ile haset ederse, günah olur, haram olur. Bu hasedini sözleri ile, hareketleri ile belli ederse, günahı daha çok olur. Hadîs-i şerifte, "İnsan, üç şeyden kurtulamaz: Sû-i zan, tayere, haset. Sû-i zan edince, buna uygun harekette bulunmayınız. Uğursuz zan etdiğiniz şeyi, Allaha tevekkül ederek yapınız. Haset etdiğiniz kimseyi hiç incitmeyiniz!" buyuruldu. [Tayere, uğursuzluğa inanmaktır. Sû-i zan, bir kimseyi kötü zan etmektir.] Bu hadîs-i şeriften anlaşılıyor ki, kalbde haset hâsıl olması, haram değildir. Bundan râzı olmak, devâmını istemek, haram olur. Kalbe gelen düşünce beş derecedir: Birincisi, kalbde durmaz, def edilir. Buna "Hâcis" denir. İkincisi kalbde bir zaman kalır. Buna "Hâtır" denir. Üçüncüsü, yapmak ile yapmamak arasında tereddüt olunur. Buna "Hadîs-ün-nefs" denir. Dördüncü derece, yapması tercîh edilir. Buna "Hemm" denir. Beşinci derecede bu tercîh kuvvetlenip, karar verir. Buna "azm" denir. İlk üç dereceyi melekler yazmaz. Hemm, hasene ise yazılır. Seyyie ise, terk edilirse, sevap yazılır. Azm olursa, bir günah yazılır. İşlemezse, bu da af olur. Hadîs-i şerifte, "Kalbe gelen kötü şey söylenmedikçe ve buna uygun hareket edilmedikçe af olur" buyuruldu. İnsanın kalbine, küfür veya bid'at i'tikâdı olan bir düşünce gelince, bundan üzülür ve hemen ret ederse, bu kısa düşünce, küfür olmaz. Fakat, senelerce sonra kâfir olmağa karar verirse, hattâ bunu bir şarta bağlarsa dahî, karar verdiği anda kâfir olur. Senelerce sonra bir kâfir ile evlenmeğe niyyet eden kadın da böyledir.