Hastalıktaki mükafat

A -
A +

Al­lah adam­la­rı, zi­ya­re­ti­ne git­tik­le­ri has­ta­nın şi­fa­ya ka­vuş­ma­sı için he­men du­â et­mez­ler­di. Bi­raz bek­ler­ler, has­ta­lı­ğın se­be­bi­ni ve so­nu­nu an­la­ma­ya ça­lı­şır­lar, son­ra du­â eder­ler­di. Zi­ra has­ta­lık ba­zan, o kim­se­nin fay­da­sı­na­dır de­re­ce­le­rin yük­sel­me­si­ne se­bep­tir. Bu du­rum­da has­ta­lı­ğın kalk­ma­sı için duâ­da bu­lun­mak uy­gun ol­maz. Hak­kın­da ha­yır­lı ola­nı is­te­me­li­dir. Her şey Al­la­hın di­le­me­si ile olur. Has­ta­nın iyi­leş­me­sin­de, ilaç, du­a bir se­bep­tir; doğ­ru­dan hiç­bir te­si­ri yok­tur. Şi­fa­yı ve­ren Al­la­hü te­ala­dır. Al­la­hü tea­la, "Rab­bim be­ni ye­di­rir ve içi­rir. Has­ta ol­du­ğum za­man da, O ba­na şi­fa ve­rir. Be­ni öl­dü­re­cek, son­ra da di­ril­te­cek Odur" bu­yur­muş­tur. Öy­ley­se, Al­la­hın ira­de­si dı­şın­da kim­se, ne şi­fa bu­lur ve ne de ölüm­den kur­tu­lur. İs­lam bü­yük­le­ri has­ta­lık­ta pek çok fay­da­nın ol­du­ğu­nu, has­ta­lık­ta şi­fa ol­du­ğu­nu bil­dir­miş­ler­dir. Ta­bi­i ki bu­nun da şar­tı var; o da sab­ret­mek. Ha­dis-i şe­rif­te, "Has­ta­lık­tan do­la­yı sız­la­yan mü­mi­ne hay­ret ede­rim. Eğer has­ta­lık­ta­ki mü­kâ­fa­tı bil­sey­di, ölüp, Al­lah'a ka­vu­şun­ca­ya ka­dar has­ta kal­mak is­ter­di" bu­yu­rul­du. Has­ta­lık gü­nah­la­rın af­fı­na se­bep olur: Pey­gam­ber­ler­den baş­ka her­kes gü­nah iş­ler. Al­la­hü teâ­lâ sev­di­ği kul­la­rı­nın gü­nah­la­rı­nın ce­za­sı­nı ahi­re­te bı­rak­maz. Çün­kü gü­nah suç­tur. Kar­şı­lı­ğı ce­za­dır. Dün­ya­da üç sı­kın­tı ve­rir: 1- Has­ta­lık ve­rir. Sab­re­der­se af­fe­der. Se­bep­le­re ya­pış­mak ve ge­le­ni Al­lah'tan bil­mek la­zım­dır. Ve ne mak­sat­la gel­di­ği­ni bi­le­rek şük­ret­me­li. 2- Gü­nah­la­rın af­fı için ikin­ci yol mad­di sı­kın­tı­dır. Borç­lu ol­mak­tır. Borç­la­rı­nı öde­mek için çe­ki­len sı­kın­tı­lar­dır. Bu da gü­nah­la­rın af­fı­na se­bep­tir. 3- İn­san­la­rın ya­lan ve de­di­ko­du ve if­ti­ra­la­rıy­la hak­sız ola­rak if­ti­ra­ya uğ­ra­mak­tır. Ha­dis-i şe­rif­te bu­yu­rul­du ki: "40 gün için­de, mü­mi­ne, bir üzün­tü, bir has­ta­lık ve­ya kor­ku ya­hut ma­lı­na za­rar ge­lir" ve "Mü­min­de 3 şey­den bi­ri bu­lu­nur: Kıl­let, il­let ve zil­let." (Kıl­let; fa­kir­lik, il­let; has­ta­lık, zil­let; iti­bar­sız­lık) İmam-ı Ga­za­li haz­ret­le­ri bu­yu­ru­yor ki: "Fi­ra­vun 400 yıl ya­şa­mış­tı. Bir ke­re ba­şı ağ­rı­ma­mış, ate­şi ol­ma­mış­tı. Bir ke­re ba­şı ağ­rı­say­dı, her­ke­sin ken­di­ne ta­pın­ma­sı­nı is­te­me­si ha­tı­rı­na gel­mez­di." > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.