Hastalıktan kurtulması...

A -
A +

Bir gün, Eyyûb aleyhisselâma hanımı Rahîme Hatun yiyecek aramaya çıkmıştı. İkindi vakti, Allahü teâlâdan Eyyûb aleyhisselâma lütuf müjdesi ulaştı. Cebrail aleyhisselâm çıkageldi ve Allahü teâlâdan; "Ey Eyyûb! Belâ verdim sabrettin. Şimdi ben sana sıhhat ve nimet vereceğim. Ey Eyyûb, ayağını yere vur! Çıkan su ile guslet ve soğuğundan iç!" emrini getirdi. Bu emr-i İlâhî üzerine Hazreti Eyyûb ayağını yere vurdu. İki su pınarı fışkırdı. Biri sıcak olup, yıkanmak için, diğeri soğuk olup, içmek için idi. Sıcağından guslettiğinde bedenindeki rahatsızlıklardan; soğuğundan içince de içindeki hastalıklardan şifa buldu. Kuvveti geri geldi. Taze bir genç oldu. Cebrail aleyhisselâm Hazreti Eyyûb'a elbise giydirdi. Lütuf bulutu, üzerine geldi. Bir müddet sonra Rahîme şehirden döndü. Hazreti Eyyûb'u tanıyamadı. Kaybolduğunu zannetti. Sahraya koştu, feryat edip ağlayarak dedi ki: "Bu kadar sıkıntı çektim, hazineyi elden kaçırdım, hastayı kaybettim. Ey Eyyûb! Bilmem seni hangi canavar götürdü, hangi hayvan yedi?" Cebrail aleyhisselâm Hazreti Eyyûb'a dedi ki: "Ey Eyyûb! Rahîme'yi çağır, gönlünü hoş eyle!" Eyyûb aleyhisselâm da hanımına seslendi: "Ey hanım! Kimi çağırırsın, kimi ararsın?" "Bir hastam vardı, hayat arkadaşım idi, onu kaybettim." "İsmi ne idi? " "İsmi sabırlı Eyyûb idi." "Nasıl bir kimse idi?" "Sağlıklı iken sana benzerdi." "Ey Rahîme! O hasta olan Eyyûb, benim. Allahü teâlâ bana sıhhat verdi." Hazreti Eyyûb'un kendisini tanıtması üzerine Rahîme Hatun endişelerinden kurtuldu ve her ikisi birlikte Allahü teâlâya şükrettiler. Bu hâlden sonra hanımıyla beraber oradan ayrılıp şehre doğru yola çıktılar. Şehrin kapısına gelince, bütün şehir halkının, kendilerini karşılamaya çıktıklarını gördüler. Eyyûb aleyhisselâm onlara sordu: - Bu ne hâldir, nereye gidiyorsunuz? - Bir ses duyduk. Diyordu ki: "Ey insanlar! Eyyûb aleyhisselâm size geliyor, onu karşılayınız!" Eyyûb aleyhisselâm şehre gelince, eski, köhne evini yenilenmiş gördü. Bundan başka; elinden alınmış malları geri gelmiş ve yüz çeviren dostları, kendisine muhabbetle yönelmişlerdi. Nitekim Allahü teâlâ, Sâd suresi 43. ayet-i kerimesinde mealen buyurdu ki: (Tarafımızdan bir rahmet, akıl sahipleri için bir ibret olmak üzere, Eyyûb'a bütün ehlini ve onlarla beraber daha bir mislini bağışladık.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.