Resulullah efendimiz, hizmetçilerinden Enes bin Mâlik hazretlerine, "Yâ Rabbî! Bunun malını ve çocuklarını çok eyle. Ömrünü uzun eyle, günahlarını af eyle!" duâsını yaptı. Zaman geçdikçe, malları, mülkleri çoğaldı. Ağaçları, bağları her sene meyve verdi. Yüzden ziyâde çocuğu oldu. Yüzon sene yaşadı. Ömrünün sonunda, yâ Rabbî! Habîbinin benim için yaptığı duâlardan üçünü kabul ettin, ihsân ettin! Dördüncüsü olan günahların af edilmesi acaba nasıl olacak deyince, "Dördüncüsünü de kabul ettim. Hâtırını hoş tut!" sesini işitti. Mâlik bin Rebîa'ya "Evlâdın bereketli olsun!" diyerek duâ buyurdu. Seksen oğlu oldu. Aşere-i mübeşşereden Sa'd bin ebî Vakkâs'a "radıyallahü anh" Uhud gazâsında, "Yâ Rabbî! Bunun oklarını hedeflerine ulaştır ve duâlarını kabul eyle!" dedi. Bundan sonra Sa'd'ın her duâsı kabul oldu ve her attığı ok düşmâna isâbet etti. Resûlullahın Cennete gideceklerini müjdelediği on kimseye "Aşere-i mübeşşere" denir. Amcasının oğlu Abdullah bin Abbâs'ın alnına mübârek ellerini koyup, "Yâ Rabbî! Bunu dinde derin âlim yap, hikmet sâhibi eyle! Kur'ân-ı kerîmin bilgilerini kendisine ihsân eyle!" buyurdu. Bundan sonra, bütün ilimlerde ve bilhâssa tefsîr, hadîs ve fıkh bilgilerinde zamanının bir tanesi oldu. Sahâbe ve tâbiîn herşeyi bundan öğrenirlerdi. Nâbiga ismindeki meşhur şâir şiirlerinden birkaçını okuyunca, Araplar arasında meşhur olan "Allahü teâlâ dişlerini dökmesin" duâsını söyledi. Nâbiga yüz yaşına gelmişti. Dişleri ak ve berrak, inci gibi dizilmiş dururdu. Urve bin Cu'd için, "Yâ Rabbî! Bunun ticâretine bereket ver!" buyurdu. Urve diyor ki, bundan sonra yaptığım ticâretlerin hepsi kârlı oldu. Hiç zarar etmedim. Kendi kızı Fâtıma "radıyallahü anhâ", birgün yanına geldi. Açlıktan benzi sararmıştı. Elini onun göğsüne koyup, "Ey açları doyuran Rabbim! Muhammed'in kızı Fâtıma'yı aç bırakma!" buyurdu. Fâtıma'nın hemen yüzü kanlandı, canlandı. Ölünceye kadar hiç açlık duymadı. Aşere-i mübeşşereden Abdurrahmân bin Avf'a bereket ile duâ etti. Malı o kadar çoğaldı ki, dillerde destân oldu. Resulullah efendimiz, "Her Peygamberin duâsı kabul olur. Her Peygamber, ümmeti için dünyada duâ etti. Ben ise, kıyâmet günü ümmetime şefaat izni verilmesi için duâ ediyorum. İnşâallah duâm kabul olacak. Müşrik olmayanların hepsine şefaat edeceğim" buyurdu.