Hayvanlar dile geldi!..

A -
A +

Kavmi Hûd aleyhisselamı tehdid etti. O ise, son derece cesaret ve şecaat timsali olarak, gayet vakur bir şekilde onlara cevap verdi. Bu cevap kavmine çok tesir etti. Hiçbiri, değil ona saldırmak, herhangi bir söz ile cevap bile veremedi. Hepsi donup kaldılar. Ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Çünkü, onun, kendilerinden korkmadan, çekinmeden böyle sözler söyleyebileceğini, kendilerine meydan okuyabileceğini hiç tahmin etmiyorlardı. Hûd aleyhisselam ise, onların şaşkınlıklarını daha da artıracak şekilde sözlerine şöyle devam etti: "Hani ne oldu sizlere? Olduğunuz yerde kalakaldınız. Siz kalabalık bir grupsunuz. Ben ise yalnız başımayım. Hep birden üzerime saldırsanıza. Benim gibi yalnız bir kimsenin, sizin gibi kalabalık topluluğa meydan okumasına şaşırmadınız mı?" Hûd aleyhisselam, Ad kavmine bazı mucizeler göstermiş olmakla beraber, onlara böyle söyleyerek meydan okuması da bir mucizedir. Çünkü, Ad kavminin insanları, bedenen güçlü, kuvvetli, bununla beraber çok kibirli ve pek zâlim kimselerdi. Bu hadisede olduğu gibi, bir kimsenin kendilerine meydan okuması şöyle dursun, karşılarında durup herhangi bir şey söylemesine bile tahammül edemezlerdi. Devamlı cebr ile hareket eder, sırf eğlenmek, gülmek için adam öldürürler, kızdıkları birini, yapmış oldukları çok yüksek binaların tepesinden aşağıya atıverirlerdi. İşte Hz. Hûd'un yukarıdaki sözlerine hiç cevap verememeleri, susup kalmaları onun bir mucizesidir. Hûd aleyhisselam tebliğ vazifesine devam ederek bir gün kavmine buyurmuştu ki: "Ey kavmim! Şu putlara ibadet etmekten vazgeçip, Allahü teâlâya iman edin ve Ondan magfiret dileyin. Bana tâbi olur, dediklerimi yaparsanız, Allahü teâlâ sizi affeder ve bol bol yağmur verir. Çok rahmet edip, kıtlığı giderir. Mallarınıza ve kendinize bereket ihsan eder." O sıralarda, Adlıların memleketlerini kasıp kavuran müthiş bir kıtlık ve kadınlarında da kısırlık vardı. Ziraatçi bir kavim olduklarından bol yağmura ve kendilerini muhafaza için çok nüfusa ihtiyaçları vardı. Hûd aleyhisselam bu sözleri, Allahü teâlâdan gelen bir ihsan ve ince bir duygu ile coşarak söyleyince, ta uzaklarda bulunan kuşlar ve vahşî hayvanlar bile huzuruna gelip dediler ki: "Buyur, biz emrinize hazırız ya Hûd aleyhisselam! Sen vazifeni tebliğ et! Bunu yaparken, Allahü teâlânın mahlûklarından hiç korkma!" Bu hâli büyük-küçük herkes gördüğü hâlde yine inanmadılar. Hûd aleyhisselam ise büyük bir sabır ve metanetle, belki akıllanırlar ve uyanırlar diye hiç durmadan sabırla nasihat ediyordu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.