Cenab-ı Haktan gelen acı tatlı her şeyi olduğu gibi kabul etmek, razı olmak, hatta bundan zevk almak kolay değildir. Bu çok az kimseye nasip olmuştur. Bunlardan biri de Hazreti Ali'dir. Bir gün Peygamber efendimiz, Hz. Ali'nin hizmetkârının kulağına, "Ey akılsız, efendini sen öldüreceksin" buyurdu. Hz. Ali bundan sonrasını şöyle anlatır: Şüphesiz, Peygamber efendimiz vahiy ile, Allahü teâlânın bildirmesiyle söylerdi. Bunun için, beni, o kimsenin öldüreceğini biliyordum. Hizmetçim beni her gördüğünde derdi ki: "Ne olur beni öldür, benden kötü bir şey meydana gelmesin! Ölümüne ben vasıta olmayayım!" Ben de ona şöyle cevap verirdim: "Mademki, Peygamber efendimiz böyle buyurdu. Onun sözleri boş sözler değildir. Ölümüme sen sebep olacaksın. Kul için kadere razı olmaktan başka çare yoktur." O ise yalvarıp yakarır, aynı sözleri değişik şekilde tekrarlardı: "Kılıcını bedenimde parçala! Ta ki, sonum fena olmasın! Bedenim ebediyen yanmasın!" Ben de, "Allahü teâlâ ne takdir ettiyse o olur. Onun dışında bir şey söyleyemem. Sana bunun için düşmanlık da besleyemem!" derdim. Ben katilimi gördükçe, asla ona kızmazdım. Çünkü ölüm bana kendi canım gibi azizdir. Bu görünüşteki ölüm, gerçekte dirilik, görünüşteki yokluk, hakikatte ebediliktir. Benim hayatım, ölmemdedir. Hayat ölümle başlar." O kimse tekrar gelip Hz. Ali'ye dedi ki: "Ya Ali, ne olur beni öldür de, bu kötü iş benden meydana gelmesin! Ben sana kanımı helal ediyorum. Yeter ki, bu kötü iş benden olmasın!" Hz. Ali ona şöyle cevap verdi: "Her zerre bir katil olup, elinde hançer ile seni öldürmek istese, sen beni öldürmedikçe, sana bir kıl ucu kadar zarar veremez. Kimse kaderde yazılanı değiştiremez. Fakat tasalanma, ben sana şefaatçiyim. Bu vücudumun benim yanımda bir değeri yoktur. Bu zahiri ölüm, benim için bağ-bahçedir." Nihayet, hicretin kırkıncı yılında, ramazan ayının on dokuzuncu günü, sabah namazından çıkarken Hz. Ali'yi, kandırılan o kimse, zehirli kılıçla yaraladı. Ramazanın yirmisi cuma gecesi, sevdiklerine kavuştu. Yaralandıktan sonra şöyle vasiyet etti: "Beni yaralayana eziyet etmeyin! Aç ve susuz bırakmayın! Kendisini hoş tutun! Yatağı yumuşak olsun! Kendisini affettim." Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr