Hazreti Eyyûb'un hastalığı çok şiddetlendi. Onun bu hâli, beden, kalb ve lisanıyla yaptığı kulluk ve peygamberlik vazifelerini iyice zorlaştırıyordu. O zaman Allahü teâlâya şöyle duâ ve niyazda bulundu: "Ya Rabbi! Bana gerçekten hastalık isabet etti. Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin." Hazreti Eyyûb'un bu şekilde duâ etmesinin birkaç sebebi vardı. Bazıları şunlardır: Şeytan ona gelip; "Bana secde edersen seni bu belâdan kurtarırım" demesi karşısında, şeytanın zararından dolayı mübarek kalbi hüzünlenip coştu ve; "Belâdan sızlanmıyorum. Ama düşmanın haris olmasından rahatsız oluyorum" deyip; "Bana hastalık İsabet etti" buyurdu. Hazreti Eyyûb'a iman eden birkaç kişinin; "Eğer bunda hayır olsaydı, bu belâya müptelâ olmazdı!" demeleri, onun mübarek gönlünü mahzun etti. Onun için böyle duâ etti. Kavminden birkaç kişi zaman zaman gelip, Hazreti Eyyûb'un hâlini görüp, acırlardı. Bir gün yine onun yanına gelip, birbirlerine dediler ki: "Bu kişiye bu dertler geleli beri Rabbinden bir merhamet yetişmedi. Bu belânın sona ermesi lâzımdı. Hâlbuki günden güne çoğalıyor, şiddetleniyor." Hazreti Eyyûb bu sözlerden incindi ve dedi ki: "Ya Rabbî! Yıllardır bu mihneti çektim. Senin muhabbetinin arzusu beni öyle kapladı ki, bu belâdan hiç incinmedim. Nice zaman bu derdi çekmeye razı idim. Fakat bu sözler bana güç geldi. Ya Rabbi! Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin!" Bir gün Hazreti Eyyûb'a Cebrail aleyhisselâm gelip, onu zor konuşur bir hâlde buldu. Ona sordu: "Neden böyle durursun?" "Sabırdan başka çare nedir?" "Hak teâlânın hazinesinde belâ çoktur. Sen ona takat getiremezsin. Allahü teâlâdan afiyet iste!" Bunun üzerine Eyyûb aleyhisselâm yukarıdaki şekilde duâ etti. Eyyûb aleyhisselâm bedenindeki hastalık sebebiyle, insan olması bakımından inlemiş; ruhen de Allahü teâlânın cemaline yönelmiştir. Cismen dili; "Bana gerçekten hastalık İsabet etti" derken, manen de; "Sen merhametlilerin en merhametlisisin" diye zikretmiştir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Allahü teâlâya yemin ederim ki, Eyyûb [aleyhisselâm] belâdan inlemedi, sızlanmadı. Lâkin yedi sene, yedi ay, yedi gün, yedi saat o belâda kaldı. Ayakta namaz kılmak istedi, duramadı, düştü. Hizmette kusur görünce; "Bana gerçekten hastalık İsabet etti" dedi.)