İsa aleyhisselam ve annesi Nasıra köyüne yerleştikten sonra uzun müddet burada kaldılar. Hazreti İsa otuz yaşına girince, burada, Hak teâlâ tarafından peygamber olduğu bildirildi. Bulunduğu Nasıra şehrine nisbetle, Hazreti İsa'ya tabi olanlara Nasrani denilmiştir. Peygamber olduğu kendisine bildirilince hemen tebliğe başladı. İnsanların imana gelmelerini, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını öğreterek, ona göre amel etmelerini ve isyanda bulunmamalarını istedi. İsa aleyhisselam tebliğ vazifesine devam ederken birçok kimse küfürde direterek söylenilenleri kabul etmiyordu. İsa aleyhisselamın daveti üç safhada olmuştur. O ilk önce kendisinin Allahü teâlâ tarafından İsrailoğullarına peygamber gönderildiğini ve Rabbinden bir hikmet ile geldiğini bildirdi. Kendisine iman etmelerini söyledi. İnsanlara Allahü teâlâdan korkmalarını, peygamber olduğu için kendine tabi olmalarını ve itaat etmelerini emretti. Bütün peygamberlere yaptıkları gibi insanlar ondan da, peygamberliğine delil olarak mûcizeler istediler. Umûmiyetle, kabul etmeye yanaşmayan insanlar, inadlarına bir sebep bulmak isterlerdi. Bu yüzden mûcize göster derlerdi. Güya peygamber olduğunu söyleyen zat, mûcize olacak fevkalade bir şey gösteremeyecek, onlar da inanmamalarının bahanesini bulmuş olacaklardı. Bazıları da, hakikaten samimi kalb ile, o zatın peygamber olduğunu anlamak için mûcize ister ve mûcizeyi görünce de derhal kabul ve tasdik ederdi. İşte, bütün peygamberler gibi, İsa aleyhisselam da bütün bu istekler karşısında pek çok mûcizeler gösterdi. Hazret-i İsa, davetinin ikinci safhasında, kendinden önce, Benî İsrail peygamberlerinin ilki olan Musa aleyhisselama gönderilen Tevrât'ın ve hükümlerinin bozulmamış asli şeklini tasdik edici olduğunu bildirdi. Bununla beraber, Hak teâlânın, kendisine yeni bir din verdiğini ve İncil kitabını indirdiğini söyledi. Böylece Tevrât'ta bulunan bazı hükümlerin değiştirildiğini açıkladı. Bilindiği gibi, Tevrât'ı tasdik demek, onun ilahi kitaplardan olduğunu kabul etmek demektir. İsa aleyhisselama hatta bizim peygamberimiz Muhammed aleyhisselama bildirilen dinlerde, ibadetlere ve muamelata ait bazı hükümlerde değişiklikler bulunması onun ilahi bir kitab olduğunu tasdike mani değildir. Nitekim şimdi bütün mü'minler, Tevrât ve diğer ilahi kitapların hak olduklarına inanmakta, fakat bugün Kur'an-ı kerim hariç diğerlerinin tahrif edilip, değiştirilmiş olduğunu bilmektedirler. Yine bütün ilahi kitaplarda, Allahü teâlâ tarafından peygamberler vasıtası ile bildirilen iman, itikad hususları hep aynı olup, hiç değişmemiştir.