"Şüphesiz, Allahü teâlâ, kibirlenip gururlananları sevmez!" meâlindeki Lokman sûresi 18. âyet-i kerîmesi nâzil olunca, Hazreti Sâbit'in durumu değişti, evine kapanıp ağlamaya ve tövbe etmeye başladı. Çünkü, o âyet-i kerîme ile, kendisi gibi şık giyinenlerin kastedildiğini zannediyordu. Evinden dışarı çıkmıyor, gözyaşları içerisinde Rabbine tövbe ve ilticâ ediyordu. Onun bu durumunu Resûlullaha haber verdiler. Resûlullah efendimiz niçin böyle yaptığını sordu. Hz. Sâbit şöyle cevap verdi: "Ben şık giyinmeyi severim." Resûl-i ekrem efendimiz, Hz. Sâbit'i rahatlatan şu cevabı verdi: "Sen âyet-i kerîmede sözü edilenlerden değilsin. İyi bir hayat sürüyorsun. Hayırlı bir şekilde öleceksin ve Allahü teâlâ seni Cennete sokacak." Hz. Sâbit'in elem gözyaşları, artık sevinç gözyaşlarına dönmüştü. Gurur ve kibir maksadıyla giyilmeyen güzel elbiselerin, dînimize aykırı bir yönü olmadığını öğrenmişti. Zâten Resûlullah efendimiz, Müslümanları temsil durumunda olanların çok düzgün ve temiz kıyâfetli olmaları gerektiğini zaman zaman ikâz ederdi. Bir yere gönderdiği elçilerine; "Öyle giyineceksiniz ki, gittiğiniz yerde parmakla gösterileceksiniz" buyururdu. Hz. Sâbit de zaman zaman müşriklere karşı Resûlullahın ve Ensârın hatipliğini yapardı. Bu cihetle de onun şık ve güzel giyinmesinde mahzûr bir tarafa, zarûret bile vardı. Hucurât sûresi nâzil olduğu zaman da, duygulu sahâbî Sâbit bin Kays'ı bir endişe almıştı. Âyet-i kerîmede meâlen şöyle buyuruluyordu: "Ey îmân edenler! Sesinizi Peygamberin sesinden fazla yükseltmeyin; birbirinize bağırdığınız gibi ona bağırmayın, yoksa amelleriniz mahvolup gider de farkında bile olmazsınız." (Hucurât 2) Bu âyet-i kerîmeyi işiten Hz. Sâbit daha önce yaptığı gibi; "Bu âyette kastedilenlerden birisi de benim. Ben de Resûlullahın huzurunda yüksek sesle konuşuyorum ve amellerim boşa gidiyor, Cehennem ehlinden oldum" diyerek evine kapandı ve gözyaşları içerisinde Rabbine yalvarmaya başladı. Bunun üzerine, Resûlullah şöyle buyurdu: "Hayır, korkma! Sen övünülecek bir hayat sürüyorsun. İleride de şehîd olacaksın ve Allahü teâlâ seni Cennetine sokacak!" Hz. Sâbit'in yüksek sesle konuşması, Resûlullaha hürmetsizliğinden değil, onun hatipliğinden ileri geliyordu. Onun için, âyet-i kerîmede ikâz edilen kimselerden olamazdı. Ancak onun hassas kalbi, bundan endişe duyuyor, üzülüyordu. Resul-i ekremin sözleri onu yine ferahlatmıştı.