Hemen arkadaşlarına koştu

A -
A +

Peygamber efendimizin huzurlarında Müslüman olur olmaz, Hz. Ebû Bekir'in hatırına hemen yakın arkadaşları geldi: - Yâ Resûlallah, müsâade ederseniz, yakın arkadaşlarımı da huzûrunuza getirip, onların da Müslüman olmalarını arzû ediyorum. Onların da ebedî saâdete kavuşmalarını istiyorum, diyerek arkadaşlarına koştu. Arkadaşlarım dediği, Hz. Osman, Hz. Talhâ bin Ubeydullah, Hz. Zübeyr, Hz. Abdurrahmân bin Avf, Hz. Sa'd bin Ebî Vakkâs ve Hz. Ebû Ubeyde bin Cerrâh gibi, ileride Eshâb-ı kirâmın ileri gelenlerinden ve Cennetle müjdelenenlerden olacak kimselerdi. Hz. Ebû Bekir, yeni Müslüman olmasının aşk ve şevkiyle, Mescid-i Harâma vardığında, dayanamayıp, müşrikler tarafına dönerek seslendi: "Bütün kâinâtın yaratıcısı olan Allahü teâlâyı bırakıp, niçin gidip, bu âciz putlara tapıyor, onlara yüz sürüyorsunuz. Gelin, Allaha ve O'nun resûlü Muhammed aleyhisselâma îmân edin!" Bunun üzerine müşrikler, hep birlikte üzerine yürüdüler. Kendisini çok fecî şekilde dövdüler. Kabîlesinden gelen ba'zı kimseler, kendisini baygın bir hâlde evine götürdüler. Hz. Ebû Bekir, uzun bir süre kendisine gelemedi. Ayılması için yapılan bütün gayretlerden bir netîce alınamıyordu. Artık, ümitsiz bir şekilde başında beklemeye başladılar. Nihâyet akşam üstü biraz kendine gelir gibi oldu. Gözünü açar açmaz, ağzından çıkan ilk kelâm şu oldu:" Resûlullah, ne yapıyor, O ne hâldedir? O'na birşey oldu mu?" Annesi Ümmülhayr'in, "Yavrum, bir şey arzû eder misin, yiyip içmek ister misin?" teklifine, "O'nun hakkında bana bilgi getirmediğin takdîrde, ne bir lokma yerim, ne de birşey içerim." dedi. Annesine, "Sen Ümm-i Cemil'e git ve de ki: Oğlum Ebû Bekir, senden Resûlullahı soruyor. Acaba ne hâldedir, sor?" dedi. Annesi hemen gidip, Ümm-i Cemil'e durumu anlattı. Daha sonra, annesi ve Ümm-i Cemil'in yardımıyla, yavaş yavaş Hz. Erkam'ın evine vardı. Peygamber efendimizi sağ sâlim görünce çok sevindi, Resûlullaha sarıldı. Artık bütün ağrılarını unutmuştu. Peygamber efendimize dedi ki: "Yâ Resûlallah! Bu benim annem Selmâ'dır. Ona duâ etmenizi istiyorum. O da hidâyete kavuşsun!" Peygamber efendimiz duâ buyurdu. Böylece annesi de, îmân ile şereflendi ve ilk Müslümanlardan oldu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.