Hazret-i Ömer anlatır: Hazreti Ebû Bekir'e gitmiştim. Uyuyordu, uyandığında gözlerinin yaşı, şakaklarının üzerinden akardı. Sordum: Yâ Ebâ Bekir, niçin bu kadar ağladınız? Benim için Eshâb-ı Güzîni topla. Gördüğüm rüyayı onlara haber vereyim, dedi. Ben de Sahâbe-i kirâmı topladım. Cümlesi huzurlarında hâzır oldular. Hazreti Sıddîk buyurdular ki: Gördüm ki, kıyâmet kopmuş. İnsanlar hesâb yerine sevk olunur. Bir bölük mevki sâhibleri gördüm. Minber üzerinde, yüzleri parlak, yaldız gibi parlar. Bir meleğe sordum. Bunlar kimlerdir. Dedi ki; bunlar Peygamberlerdir. Muhammed aleyhisselâmı beklerler. Zîrâ şefâat hakkı O'nun elindedir. Muhammed aleyhisselâm nerededir, beni Onun huzur-ı şerîflerine götür. Ben Onun hizmetçisi ve arkadaşıyım. Ben Ebû Bekir Sıddîkım, dedim. Melek beni Resûlullah'ın huzuruna götürdü. Gördüm ki, mubârek başı açık. Sarığını Arş'ın önüne koymuş. Sağ eli Arş'ın kenârında. Sol eli Cehennem'in kapısının halkasında. Şöyle diyordu: Yâ Rabbî! Ümmetime merhamet buyur. Ümmetim içinde ulemâ var, evliyâ var, sülehâ var, mücâhidler var, hâcılar var... Allahü teâlâdan nidâ geldi ki: Yâ Muhammed! İtâ'at edenleri söylersin. Âsileri zikretmezsin. Fâsıkları, içki içenleri ve zâlimleri, fâiz yiyenleri, zîna yapanları, kan dökücüleri zikretmezsin. Muhammed aleyhisselâm; yâ Rabbî! Onlar Senin buyurduğun gibidir. Lâkin onlarda müşrik ve sana oğul isnad edici ve puta tapan ve tevhîdden dönücü yoktur. Ümmetim üzerine şefâatimi kabûl et. Gözlerimden akan yaşlara acı, deyip, yalvarmaya başladı. Ben Habîbullah hazretlerine aşırı muhabbetimden ve acıdığımdan, dedim ki; yâ Resûlallah! Niçin bu kadar ağlıyor ve yalvarıyorsunuz, kendinizi çok yoruyorsunuz? Mubârek başını kaldırıp buyurdu ki: Yâ Ebâ Bekir! Rabbimden ümmetimi sordum. Yalvarmam aşırı olduğu için, Rabbim teâlâ şânına uygun olarak, ümmetimi bana bağışladı. Benim ümmetim üzerine üzüntümü kaldırdı. Ben irâde ettim ki; yâ Resûlallah! Hak teâlâ sana bazısını mı, bağışladı, yoksa tövbe eden herkesi mi, diye soracaktım ki; sen geldin yâ Ömer. Uyandım. Hazreti Ebû Bekir bu sözü söylediği ânda bir ses işittik: "Hepsini, hepsini bağışladı yâ Ebâ Bekir. Yalnız bir mü'mini mümin olduğu için öldürenleri bağışlamadı. Onlar Cehennem'de sonsuz kalacaklardır..." Hepimiz kalkıp, Allahü teâlâ hazretlerine hamd ettik ki, böyle bir Peygamberin ümmetinden etti. Raûfdur, rahîmdir, şefâati bizim hakkımızda kabûl olundu. Böylece maksadına vâsıl oldu, kavuştu...