Hakîkî müslümân, hem temiz olur, hem de, sağlığına çok dikkat eder. Bir zehir olan alkollü içki ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklardan uzak durur. Çeşitli tehlikeleri ve zararları olan domuz etini yemez. Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem", tıb bilgisini çeşidli şekillerde medh buyurdu. Meselâ, "İlim ikidir: Beden bilgisi, din bilgisi". Yanî ilimler içinde en lüzûmlusu, rûhu koruyan din bilgisi ve bedeni koruyan sıhhat bilgisidir buyurarak, herşeyden önce, rûhun ve bedenin zindeliğine çalışmak lâzım geldiğini emretti. İslâmiyet, beden bilgisini, din bilgisinden önce öğrenmeyi emrediyor. Çünkü, bütün iyilikler, bedenin sağlam olması ile yapılabilir. Bugün, bütün üniversitelerde okutuluyor ki, doktorluk iki kısımdır: Biri hijyen, sıhhati korumak, ikincisi terapötik, hastaları iyi etmektir. Bunlardan birincisi önce gelmektedir. İnsanları hastalıklardan korumak, sağlam kalmayı sağlamak, tıbbın birinci vazîfesidir. Hasta insan, iyi edilse de, çok kerre, ârızalı, çürük kalır. İşte islâmiyet, tabâbetin birinci vazîfesini, hijyeni garanti etmiştir. Peygamberimiz, Rûm imparatoru Heraklius ile mektuplaşırdı. Birbirlerine elçi gönderirlerdi. Bir defa, Heraklius birçok hediye göndermişti. Bu hediyelerden biri de, bir doktor idi. Doktor gelince, "Efendim! İmparator beni, size hizmet için gönderdi. Hastalarınıza bedava bakacağım!" dedi. Resûlullah kabûl buyurdu. Emreyledi, bir ev verdiler. Her gün nefîs yiyecek, içecek götürdüler. Günler, aylar geçti. Hiçbir müslüman, doktora gelmedi. Doktor, utanıp gelerek, "Efendim! Buraya, size hizmet etmeğe geldim. Bugüne kadar, bir hasta gelmedi. Boş oturdum, yiyip içtim, râhat ettim. Artık gideyim" diye izin isteyince, Peygamberimiz, "Sen bilirsin. Eğer daha kalırsan, misâfire hizmet etmek, ona ikrâm etmek, müslümânların vazîfesidir. Gidersen de uğurlar olsun. Yalnız şunu bil ki, burada senelerce kalsan, sana kimse gelmez. Çünkü, Eshâbım hasta olmaz! İslâm dîni, hasta olmamak yolunu göstermiştir. Eshâbım temizliğe çok dikkat eder. Acıkmadıkça bir şey yemez ve sofradan, doymadan önce kalkar" buyurdu. Bunu söylemekle müslümân hiç hasta olmaz demek istemiyoruz. Fakat sağlığına ve temizliğe itinâ eden bir Müslüman, sağlam kalır, kolay kolay hasta olmaz. Hiçbir kimse ölümden kurtulamaz ve herhangi bir hastalık sonucu ölecektir. Fakat, o vakte kadar sıhhatini koruyabilmesi, ancak müslümânlıkta emredilen husûslara ve temizliğe riâyet sâyesinde olur.