Dünya ve ahiret huzuru için en büyük tehlike, insanın gerçek dostlardan uzaklaşıp nefsi ile baş başa kalmasıdır. Nefis ve şeytan, boynuna taktığı iple bunu istediği tarafa götürür. Dostlardan uzaklaşmaya da, onlarda gördüğümüz hatalar ve kusurlar sebep oluyor. Kendi kusurlarımız değil, başkalarının kusurları gözümüze batıyor. Atalarımız, "Kusursuz dost arayan dostsuz kalır" demişler. Çünkü insan demek, zaten kusur demektir, eksiklik demektir. İnsan âcizdir, güçsüzdür. Âciz bir kuldan ancak kusur meydana gelir. Evliyanın büyüklerinden Hâris-i Muhâsibî, "Kulluk, insanın âciz olduğunu idrak etmesi, anlamasıdır" demiştir. İnsanın bu olduğu bilinirse, ileride hayal kırıklığına düşülmemiş olur. Kişi görüştüğü kimselerden her an bir hata, bir yanlışlık beklentisi içinde olmalıdır. İnsan çiğ süt emmiş, derler. Nerede, ne zaman ne yapacağını tahmin etmek mümkün değildir. "Öldüm, bittim, yıkıldım, falancadan böyle bir hareket beklemiyordum, beni hayal kırıklığına uğrattı, onun bu hâlini görünce şoke oldum" gibi sözleri çok kimseden duymuşsunuzdur. Önce insanı tanımalıyız! Böyle hayal kırıklığına uğrayanlar, önce insanı iyi tanısalardı yıkıma uğramazlardı. Bunun için her şeyden önce şu hususları bilmek ve kabullenmek gerekir: 1- Hiç kimse mükemmel değildir. Bazı insanlar diğerlerine göre daha üstündür, ama hiç kimse tam anlamıyla mükemmel değildir. İnsanoğluyla ilgili en yaygın özellik; insanların hata yapmasıdır. Hem de her türlüsünden... Hatadan, günah işlemekten sadece peygamberler korunmuştur. İstisna olanlar yalnız onlardır. Bunun dışında, âlim de olsa, evliya da olsa herkes nefsine uyup günah işleyebilir. Önemli olan hatasını anlayıp tövbe etmesidir. Şair ne güzel söylemiş: İnsan beşer, durmaz şaşar, Eyler hata, üçer beşer. Düz ovada yürür iken, Ayağını sürçer, düşer! 2- Karşımızdaki kişi mutlaka bizden farklıdır. Bizim kopyamız değildir. Onun için, karşımızdakinden, kendimiz gibi düşünmeyi, kendimiz gibi giyinmeyi, kendimiz gibi yaşamayı, aynı şeyden zevk almayı beklemeye hakkımız yoktur. Dolayısıyla bizim gibi değil diye ondan uzak olamayız. Herkesi olduğu gibi kubullenmek zorundayız. Zaten farklı hâlleri olduğundan dolayı o başkadır, biz başkayız... Cenab-ı Hak böyle yaratmış. Yaratılan, Yaratanın yaptıklarını beğenmeme hakkına sahip değildir. Hakkı olmadığı için de, beğenmemesinin bir değeri, kıymeti olmaz. 3- Her insan, "Hata yaptın", "Yanlış yaptın", "Bu da yapılır mıydı" gibi sözlerden hoşlanmaz. Kendi fikrimizin ayrı olması, bizim bir hakkımız ise, karşımızdakinin de farklı olması onun hakkıdır. Herhangi bir hadisede, hiçbir insan yüzde yüz hatalı veya yüzde yüz haklı olmaz. Aralarında oran farkı vardır. Biri yüzde seksen haklı ise, diğeri yüzde yirmi haksızdır. Oranı diğerine göre az da olsa, onda da hata payı vardır. Hiç kimse durup dururken bir diğerinin kalbini kırmaz, onu üzmez. Az veya çok mutlaka bir sebebi vardır. Çoğumuz, "Bende de hata olabilir, fakat bu kadar tepki gösterecek bir şey yapmadım ki" deriz. Şunu hiçbir zaman unutmayalım: Her maddenin bir kaynama noktası vardır. Kimi madde 60 derecede kaynar, kimisi 100 derecede, kimisi de 5000 derecede kaynar. Ama neticede mutlaka kaynar. İnsan da böyledir. Bazısı yüzde onluk bir hatada kaynar, bazısı da yüzde doksandokuzda... Ama mutlaka kaynar. Kızmak, üzülmek, kırılmak insanın özelliğindendir. Bu özellikleri olmasa insan, insan olmaktan çıkar, melek olur. Eğer bütün insanlar aynı ve mükemmel olsaydı, dünyanın nizamı bozulurdu. Hiç kimse ne tamamen iyi, ne de tamamen kötüdür. Sevgi, hataları örter Eğer düşüncelerimizi kontrolsüz tutarsak, neredeyse herkesi hatalı, kusurlu görür, herkeste sevmeyecek bir yan buluruz. Benzer biçimde, eğer düşüncemizi uygun biçimde kontrol edersek, insanlara karşı olumlu düşünürsek, aynı insanı sevip, ona hayran kalacak birçok şey bulabiliriz. Bunun için herkesin iyi yönlerini görmeye çalışmalıyız. Gerçek sevgi zaten kötülükleri örter, göstermez. Birisi, kendi aybını, kusurunu bildirmesi için, evliyanın büyüklerinden İbrahim Ethem hazretlerine yalvarınca, "Seni kendime dost edindim. Her hâlin, hareketin, bana güzel görünüyor. Aybını başkalarına sor" dedi...