"Hiçbiri gözümde yok!"

A -
A +

Peygamber efendimiz hicretten bir yıl önce Tâif'e gidip, oranın halkına bir ay nasîhat edip, onları îman etmeye dâvet etmişti. Tâif halkından hiç kimsenin îman etmemesi ve sıkıntı vermeleri üzerine Mekke'ye dönmüştü. Fakat üzücü olaylar burada da devam ediyordu... Böyle sıkıntılı geçen birkaç aydan sonra Peygamberimiz bir gece Mekke'de Ümm-i Hânî'nin Ebû Tâlib Mahallesinde bulunan evine geldi. Ümm-i Hânî, Hz. Ali'nin kız kardeşi idi, o zaman daha îman etmemişti. Peygamber efendimiz kapısını çalıp, "Amcanın oğlu Muhammed'im, kabûl edersen, misâfir geldim" dedi. Çok sevinen Ümm-i Hani, "Senin gibi doğru sözlü, emin, asil, şerefli misâfire can fedâ olsun. Yalnız, teşrif edeceğinizi önceden bildirseydiniz bir şeyler hazırlardım. Şimdi yedirecek bir şeyim yok" diyerek üzüntüsü bildirdi. Peygamberimiz, "Yiyecek, içecek istemem. Hiçbiri gözümde yok. Rabbime ibâdet etmek, yalvarmak için bir yer bana yetişir." buyurdu. Ümm-i Hânî, Resûlullahı içeri alıp, bir hasır, bir leğen, ibrik verdi. Gelen misâfire ikrâm etmek, onu düşmandan korumak, Araplar için en şerefli vazife sayılırdı. Bir evdeki misâfire zarar gelmesi, ev sahibi için büyük yüzkarası olurdu. Ümm-i Hânî düşündü ki; "Amcasının oğlunun Mekke'de düşmanları çok, hatta öldürmek isteyenler var. Şerefimi korumak için, sabaha kadar onu gözeteyim" dedi. Babasının kılıcını alıp, evin etrafında dolaşmaya başladı. Resûlullah efendimiz, o gün çok incinmişti. Abdest alıp, yalvarmaya, af dilemeye, kulların îmana gelmesi, saadete kavuşmaları için duâya başladı. Çok yorgun, aç ve üzüntülüydü. Hasır üzerine uzanıp uyuyuverdi. Sonra Cebrâil aleyhisselâm gelip, ayağının altından öperek uyandırdı. Bundan sonra Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem uyanıkken ruh ve bedeniyle Mîrâca çıkarıldı. Ertesi sabah Peygamber efendimiz Ümm-i Hânî'ye, gece Mîrâca çıktığını anlattı. Ümm-i Hânî, "Ey amcamın oğlu! Sakın bunu Kureyşlilere söyleme! Onlar seni yalanlarlar ve seni üzerler" dedi. Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Vallahi ben bunu onlara söyleyeceğim..." Bu hadiseden sonra, saflar netleşti. Samimi olarak inananlar, Resulullahın etrafında kenetlendi. Ümm-i Hânî ise Kureyş kadınlarından on kişilik bir grupla Peygamberimizin yanına gelip, Müslüman oldu. Vefât tarihi kesin olarak bilinmemekte olup, Hz. Ali'den sonra vefât ettiği rivâyet edilmiştir. > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.