Hüküm sona göredir

A -
A +

İslam büyükleri her an sonlarını düşünürlerdi. "El itibar lil hevatim", yani itibar, hüküm sona göredir, buyururlardı. Süfyan Sevrî buyurdu ki: "Din ve imanı hakkında hiçbir korku ve endişesi olmayan kimsenin, âkıbeti oldukça tehlikelidir!" Hasan Basrî hazretleri anlatır: "Kur'ân-ı kerîm'in "Her canlı mutlaka ölümü tadacaktır!" meâlindeki âyetini okuduğum zaman, onu tekrar etmeye başladım. Ansızın bir ses 'Bu âyeti kaç defa tekrar edeceksin! Onu işiten cinlerden tam dört bininin, semaya bakmalarına dahi mecal bırakmadan ölümüne sebeb oldun!' diyordu." Fudayl bin İyad hazretleri arefe günü vakfe yapmış, zevaldan akşam vaktine kadar eliyle sakalını tutarak olduğu yerde ağlamıştı. Hem ağlıyor, hem de şöyle diyordu: "Şu günde bağışlanmış da olsa, vah yaptığım çirkin işler, vah!.." Ömer bin Abdülaziz diyor ki: "Eğer gaflet olmasa, bütün halk haşyet-i ilâhiye'den, Allah korkusundan helâk olurdu!" Atâ es-Sülemî hazretleri, beldesindekilere bir musibet geldiği zaman, "Bu musibet, benim günahlarım yüzündendir. Ben buradan çıkıp gitmiş olsaydım, belki bu belâ inmezdi" derdi. Davud et-Tâî hazretleri hastalandığı zaman, devlet adamlarından biri ziyaretine geldi. Yanında otururken ona bin altın bıraktı. Kabul etmedi. Gelen ona "Bir diyeceğiniz ve ihtiyacınız var mı?" diye sordu. "Evet, rahatsız edilmememi rica edeceğim" diye karşılık verdi. Sonra arkadaşlarına dönerek "Bu zat, ölümümden evvel kir ve vebalimi biraz daha artırmak istiyor!" diye seslendi. Ferkad es-Sencî anlatıyor: Bir gün Atâ es-Sülemî'yi ziyarete gitmiştik. Onu, güneşin sıcağına rağmen yere uzanmış, yanağını toprak üzerine koymuş vaziyette gördük. Ağlamaktan çıkan gözyaşları ise yanaklarından yere dökülmüş, yer balçık haline gelmişti. Bize dedi ki: Bir gün Atabetül-Gulâm ile birlikte yola çıkmıştık. Giderken bir yere uğradık. Oradan geçerken o bayılıp düştü. Kendine geldiği zaman dedi ki: Burası, benim bâliğ olmazdan önce Allah'a karşı isyanda bulunmuş olduğum bir yerdir. Bunu hatırlayınca fenalık geçirdim!" İmam-ı Şarani hazretleri buyurdu ki: İşte bu bahsedilen zat ve arkadaşları, kırk seneye yakın yatsı namazının abdesti ile sabah namazı kılmışlardı. Bununla beraber onlar, işte bu derece Allahü tealadan korkarlardı. Bedenleri zayıf düşmüştü. Ağlamaktan kendilerine baygınlık gelirdi. Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.