Huzurun gerçek adresi

A -
A +

Kaybedilen bazı değerlerin geri dönüşü zordur, hatta çoğu zaman mümkün değildir. Bugün bütün dünyada aile önemli bir yara aldı. Ölüm kalım mücadelesi veriyor. Aileyi bu hale Batı getirdi. "Patron"lar kadını istismar ederek, ceplerini doldurmak istediler. Ceplerini doldurdular fakat ailenin için boşalttılar. Hiçbir toplumda huzur kalmadı. Rüzgâr eken fırtına biçer. Siz huzurun kaynağını kurutursanız netice bu olur. Şimdi birçok ülke hatasının farkına vardı, geri dönüş yapmak istiyor fakat ok yaydan çıktığı için bundan geri dönüş imkânı yok. Batı'nın etkisiyle bizde de aile bağları hayli zayıfladı fakat daha kopmadı. Yol yakınken ailenin kıymetini bilelim, aile bağlarını kuvvetlendirmek için elimizden gelen her şeyi yapalım. Yoksa son pişmanlık fayda vermez. Günümüzde her sokak başında, özellikle kadınları istismar etmek için pusuya yatmış o kadar kötü niyetli kimseler var ki... Sözde manken, şarkıcı, artist, tezgâhtar, konfeksiyoncu şu kursu bu kursu adı altında akıl almaz tuzaklarla karşı karşıya genç kızlarımız. Nitekim, Marmara Üniversitesi Rektörü, barınma sorunu olan kız öğrencilerin kadın satıcılarının eline düştüğünü ifade etti. Yine, 'Bazı manken ajansları fuhuş merkezi gibi' diyen uzun yıllardır İstanbul'da görev yapan bir Emniyet yetkilisi de sokağın ne hale geldiğini bakınız nasıl anlatıyor: "Uyuşturucu ve fuhuş ortak işleyen çark. Fuhuştan kazanılan para ise uyuşturucu için kullanılıyor. Manken olmak için bazı ajanslara gelen gençler ilk olarak fuhşa itiliyor. Kızlar ve erkekler bilinçli olarak aynı odalarda, birlikte kalıyorlar. Manken olacağım diye buralara başvuran gençler fuhuş pazarına itilmiş oluyor." Bütün bu olumsuzlukların sebebi, gençlerin aile hayatından soğutulup serbestlik, özgürlük adı altında sokağa dökülmesidir. Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Doç. Dr. Halil Altuntaş, aileyi yıkıcı programlar, yayınlar sebebiyle, üniversite gençliğinin, yüzde 33'ünün evliliğe sıcak bakmadığını söyleyerek "bu olumsuz yönelişin sebepleri üzerinde ciddiyetle durmak gerektiğini" ifade etti. Olumsuz sebepler ile ilgili olarak da şunları söyledi: "Evliliğe soğuk bakmak nikahsız birlikteliğe yönelişin bir göstergesidir. Bu durum, toplumdaki dinî ve ahlakî değerlerin, eğitimli genç nesil üzerindeki etki alanının daralma sürecine girdiğini gösteriyor. Bazı gazeteler ve televizyon programları bu yönelişi teşvik ediyor. Magazin dünyasının öne çıkartılan simalarının, evliliğin bağlayıcı ve özgürlükleri kısıtlayıcı olduğu yönündeki beyanları gençleri evlilikten uzaklaştırıyor. 'Ayrıldık ama iki medeni insan gibi arkadaşlığımız sürüyor' sloganı da eksik edilmiyor. Bu tür mesajlar, heyecanları ve hevesleri henüz oturmamış gençlerin aile kurumuna bakışları üzerinde şüphesiz büyük tahribat yapmaktadır..." Evliliğe sıcak bakmayan sanatçı camiasında aslında manevi huzursuzluk had safhadadır. Bütün ömürleri boyunca bunun ıstırabını çekiyorlar. Fakat bunun itirafını yaşları 70'i geçince yapıyorlar. Nitekim, Türk Sanat Müziği sanatçısı Müzeyyen Senar, ahir ömründe, "Ne sahne ne başka bir şey isterdim. Bir erkekle ömür boyu aile hayatı yaşamak isterdim" itirafında bulunmuştur. Cenab-ı Hak, "Allah, evlerinizi, sizin için, bir huzur ve sükûn yeri yaptı" buyurarak (En-Nahl/80), huzurun adresini bildirmiş. Huzuru başka yerde arayan, çölde susuz kalmış kimsenin su diye serap peşinde koşmasına benzer!.. Bu koşma sonunda onu helaka götürür. Hem dünyasını hem ahiretini karartır. > Tel: 0 212 - 454 38 21 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.mehmetoruc.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.