Hz. İsa, ilâh değildir

A -
A +

Büyük islâm âlimi, İmâm-ı Fahreddîn Râzî anlatır: Hârezm şehrinde idim. Şehre bir papazın geldiğini ve Hıristiyanlığı yaymak için çalıştığını işittim. Yanına gittim. Bana, "Muhammed aleyhisselâmın Peygamber olduğunu gösteren delîl nedir?" dedi. Şu cevâbı verdim: Hz. Mûsâ'nın, Îsânın ve diğer Peygamberlerin hârikalar, mu'cizeler gösterdiği haber verildiği gibi, Muhammed aleyhisselâmın da mu'cizeler gösterdiği haber verilmiştir. Bu haberler tevâtür hâlindedir. Tevâtür ile gelen haberleri, ya kabûl eder veyâ red edersin. Red eder ve mu'cize, bir zâtın Peygamber olduğunu isbât etmez der isen, mu'cizeleri tevâtür ile bize haber verilen diğer Peygamberlere de inanmaman lâzım gelir. Şâyet tevâtür ile gelen haberlerin doğruluğunu ve mu'cize gösteren zâtın peygamber olduğunu kabûl eder isen, Muhammed aleyhisselâmın Peygamber olduğunu kabûl etmen lâzım gelir. Çünkü, Muhammed aleyhisselâm; mu'cizeler göstermiş ve bu mu'cizeler, bizlere (tevâtür) denilen sağlam haberler ile bildirilmiştir. Diğer Peygamberlerin peygamberliğine, tevâtür ile bildirilen mu'cizeler sebebi ile inandığın için, Muhammed aleyhisselâmın da, Peygamber olduğuna îmân etmelisin! Papaz, Îsâ aleyhisselâmın, Peygamber değil, ilah, tanrı olduğuna inanıyorum, dedi. Bunun üzerine ben de kendisine şunları söyledim: Biz şimdi Peygamberlik hakkında konuşuyoruz. İlahlıkdan önce, peygamberlik mevzûunu hal etmemiz lâzımdır. Ayrıca, Îsâ aleyhisselâmın, ilah olduğunu söylemen de bâtıldır. Çünkü, ilahın, tanrının, her zaman var olması lâzımdır. O hâlde, madde, cisim, yer kaplıyan şeyler tanrı olamaz. Hâlbuki, Îsâ aleyhisselâm, cisim idi, insan idi. Yok iken var oldu ve size göre öldürülmüştür. Önce çocuk idi, büyüdü. Yerdi, içerdi. Bizim gibi konuşurdu. Yatardı, uyurdu, uyanırdı, yürürdü. Her insan gibi yaşamak için, birçok şeye muhtâc idi. Yok iken sonradan var olan birşey, ebedî, sonsuz var olur mu? Değişen birşey devamlı, sonsuz var olur mu? Siz, Îsâ aleyhisselâm kaçtı, saklandığı hâlde, Yahûdîler yakalayıp astı diyorsunuz. Îsâ aleyhisselâmın o zaman çok üzüldüğünü, bu durumdan kurtulmak için çârelere başvurduğunu söylüyorsunuz. İlah veyâ ilahdan parça kendisine hulûl etmiş olsaydı, Yahûdîlerden korunmaz mı, onları yok etmez mi idi? Niçin üzüldü ve saklanacak yer aradı? Vallahi, buna hayret ediyorum. Aklı olan kimse, bu sözleri nasıl söyler, buna nasıl inanır. Akıl, bu sözlerin bozukluğuna şâhiddir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.