Hz. İsa'nın beşikte konuşması

A -
A +

Hazreti Meryem, doğumun ilk alâmetleri belirdiği sırada bulunduğu yerin bahçesinde yürürken, kurumuş bir hurma ağacının altına geldi. Doğum sancıları şiddetlendiğinden bu ağaca yaslandı. Yaslandığı kuru hurma ağacı yeşillendi. Mevsim kış olduğu hâlde meyve verdi. Ayağının altında küçük bir su kanalı akmaya başladı. Bu hâl, Hazreti Meryem'i tesellî etti. Nihâyet, yaslandığı kuru hurma ağacının altında Hazreti Îsâ dünyâya geldi. Îsâ aleyhisselâm doğduğu zaman, doğudaki ve batıdaki bütün putlar yıkılıp, yere döküldü. O doğunca gökte büyük bir yıldız göründü. Hazreti Meryem, insanların kendisine ağır ithamlarda bulunarak iftirâ yapacaklarından iyice endişelenmeye başlamıştı. Bu sırada kendisine ilhâm edildiği Kur'ân-ı kerîmde meâlen şu şekilde bildirilmektedir: "(Cebrâil, yüksek bir yerde bulunan) Meryem'e aşağı tarafından şöyle çağırdı: "Sakın üzülme, Rabbin senin alt yanında bir su arkı yarattı. Hurmanın da dalını kendine doğru silkele, üzerine devşirilmiş tâze hurmalar dökülsün. Artık ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer insanlardan birini görürsen 'Ben Rahmana, Allaha bir oruç (susmak) adadım. Onun için bugün hiç kimseye aslâ söz söylemeyeceğim' de." (Meryem: 24-26). Hazreti Meryem'in Beyt-i Lahm'de olduğunu ve çocuk doğurduğunu öğrenen Yahûdîler, toplanıp Beyt-i Lahm'e gittiler. Hazreti Meryem, onların geldiğini öğrenince, kucağında çocuğuyla berâber onların yanına gitti. Onu kucağında bir çocukla gören İsrâiloğulları, hakâret etmeye başladılar. "Ey Meryem! Sen çok çirkin bir iş yaptın. Hâlbuki sen çok temiz bir âileye mensupsun" dediklerinde; Hazreti Meryem onların kaba sözlerine karşı hiç ses çıkarmadan parmağıyla "Buna sorun"manasında yeni doğan çocuğa işaret etti. Onun bu hareketini görenler çıkışarak; "Biz beşikteki çocukla nasıl konuşuruz. O çocuk bize cevap veremez" dediler. Bu sırada kundaktaki çocuk (Îsâ aleyhisselâm) annesinin işâretiyle dile geldi ve hârikulâde olarak konuşmaya başladı."Ey câhiller! Benim yüksek şânıma taarruz etmeyiniz ve annemi ayıplamayınız. Muhakkak ki ben, Allahü teâlânın kuluyum. O, bana kitap verip, beni peygamber kılacaktır. Her nerede olsam beni mübârek kıldı ve hayatta olduğum müddetçe namaz kılmamı ve zekât vermemi emretti. Beni anneme hürmetkâr kıldı. Doğduğum günde, öleceğim günde ve diri olarak kabrimden kaldırılacağım günde selâm benim üzerimedir" dedi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.