Hz. İsmail'in mucizeleri

A -
A +

Hazreti İsmail'in on iki oğlu olup, bunlar, Kâbe'nin hizmetini yapar, emniyet ve muhafazasını sağlarlardı. Hazreti İsmail'in soyu ilk defa Adnan'da kabilelere ayrıldı ve Arapların birçok kabileleri onların soyundan meydana geldi. Resûlullahın yirmi birinci babası Adnan'ın iki oğlundan Akk, Yemen'e gidince; Meâd da Mekke'de kaldı. Resûlullah efendimizin dünyayı teşriflerinde, Mekke'ye Adnan'ın soyundan gelen Kureyşoğulları hâkim olmuşlardı. Kureyşoğulları, İsmail aleyhisselâmın torunları idiler ve onun konuştuğu Arapça ile konuşuyorlardı. Nitekim Kur'an-ı kerim de, Kureyş lisanında inmiştir. Hazreti İsmail'in torunları, baba ve dedelerinin dininden bazı güzellikleri örf ve âdet olarak muhafaza etmekle beraber, zamanla çok az sayıdaki müminlerden ve Muhammed aleyhisselâmın nurunu taşıyan aileden başkaları azıtıp, doğru yoldan ayrılarak, putlara tapar oldular. Hatta Kâbe'nin içini bile putlarla doldurdular. Bu hâl Muhammed aleyhisselâmın gelişine kadar devam etti. Dikenli bir arazide yaşayan müşriklerin teklifi üzerine duâ edip, dikenli ağaçlarda çeşitli meyveler bitmiştir. İsmail aleyhisselâma, "Şu kısır koyundan süt çıkar" dediler. O da mübarek elini koyunun sırtına koyarak; "Beni peygamber olarak gönderen Allahü teâlânın ismi ile..." dediği anda, koyunun memelerinden süt akmaya başladı. Yine bir defasında kendisine misafir gelen iki yüz Yemenliye ikram edecek bir şey bulamayınca, mahcup oldu. O anda duâ etti ve yanındaki kumlar un oldu. Bunu gören misafirlerin hepsi imanla şereflendiler. Hazreti İsmail'in mucizelerinin en meşhuru; o zamanda hiç su bulunmayan Mekke-i mükerremede, onun teşrifiyle Zemzem suyunun ortaya çıkmasıdır. İsmail aleyhisselâm, birisine bir yerde buluşmak için söz vermişti. Söz verdiği yere gidip üç gün beklemesine rağmen o şahıs gelmedi. Bununla birlikte asla yerinden ayrılmadı. Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerimde Meryem suresi 54. âyet-i kerimede onu överek mealen; "O, vaadinde, sözünde sadıktı" buyurdu. Hazreti İsmail'in hususiyetlerinden biri de; kavmine namaz ve zekâtı emrederek emr-i mârufta bulunmasıydı. Nitekim o, Meryem suresinin 56. âyet-i kerimesinde mealen; "Kavmine namaz ve zekâtı emrederdi ve Rabbi katında söz ve hâllerinin doğruluğu ile makbul idi" buyurularak, bu hususiyeti ile de methedilmiştir. Hususiyetlerinden biri de Zebîhullah olması, yani Allahü teâlânın, Hz. İsmail'in kurban edilmesini emretmesidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.