Hz. Mehdi'nin gelmesine daha altı asır var!

A -
A +

Son zamanlarda Hazreti Mehdi meselesi yine tartışılmaya başlandı. Zaten İslam âleminde bu konu her devirde tartışma konusu olmuş; hiçbir dönem gündemden düşmemiştir. Bugüne kadar, bu mesele şahıslar ve cemaatler nezdinde tartışılırdı. Bu defa işin içine ilk defa bir de devlet girdi. İran, şii devlet ve din adamları art arda yaptıkları açıklamalarda, hazreti Mehdi'nin gelme vaktinin geldiğini bildirerek, yolunun açılması için bütün Müslümanları, İran'ın yanında olmaya çağırdılar. Böylece, hazreti Mehdi meselesi siyasi istismara da sahne oldu. ÜÇ FARKLI YAKLAŞIM Hazreti Mehdi meselesinde Müslümanları üç kategoride toplamamız mümkün: Birinci grup, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği şekilde inananlar. Bunlar böyle bir iddiada bulunmazlar. İkinci grup istismarcılardır: Dünyalık menfaat toplamak, şan şöhret sahibi olmak için ortaya çıkan sahte Mehdilerdir. Bunlar, kendilerinin Mehdi olmadıklarının farkındadırlar, menfaat için yalanlar ile, kelime oyunları ile kendilerinin Mehdi olduğuna inandırırlar. (Ayrıca İslama zarar vermek için, Mehdi kılığına sokulan Ahmed Kadıyani gibiler de var.) Üçüncü grup bir art niyeti olmayıp aşırı sevgiden dolayı bu meseleye yanlış bakan, yanlış yorumlayanlardır. Tarih boyunca, bu üçüncü grup düşüncesi daha çok, tarikatlarda, cemaatlarda görülmüştür. Talebeler bir art niyeti olmadan, hocalarını çok sevdikleri için kendisini Mehdi makamında görmüşler veya görmek istemişler. Hocaları da bu düşünceleri açıkça reddetmedikleri için, talebeler zımnen kabul olarak anlamışlar, bu yanlış düşünceden kurtulamamışlardır. Hazreti Mehdi'nin geleceği, alametleri açık bir şekilde hadis-i şeriflerde bildirilmiş fakat ne zaman geleceği açık bildirilmemiştir. Zaman belli olmadığı için, alametleri tevil eden çok kimse Mehdilik iddiasında bulunmuştur. Zamanın Ehl-i sünnet âlimleri de bu iddiaları çürütmüşlerdir: İmam-ı Rabbani hazretleri zamanında da Hindistân'da birisi, Mehdî olduğunu iddiâ etmişti. Bu iddialar üzerine hazreti İmam, talebesine yazdığı bir mektupta Hazreti Mehdi'nin alametlerini bildirip şöyle buyurmuştur: "O hâlde, insâf etsinler ki, bu alâmetler o ölen adamda var mıdır, yok mudur. Hz. Mehdî'nin daha birçok alâmetlerini, Muhbir-i sâdık haber vermiştir. Ahmed ibni Hacer-i Mekkî hazretleri (Elkavlülmuhtasar fî alâmâtil-Mehdî) ismindeki kitabında, Hz. Mehdî'nin iki yüze yakın alâmetini yazmıştır. Geleceği bildirilen Mehdî'nin alâmetleri meydanda iken, başkalarını Mehdî sananlar, ne kadar câhildir. Allahü teâlâ, onlara, doğruyu görmek nasip eylesin!" Ehl-i sünnet âlimleri her bin yılda büyük bir müceddid âlimin geleceğini, dini küfürden, bid'atlerden temizleyeceğini bildirmişlerdir. İkinci bin yılın yenileyicisinin de İmam-ı Rabbani hazretleri olduğu konusunda İslam âlemi "ittifak" halindedir. Bunun için kendisini "müceddid-i elfi sani" (ikinci bin yılın müceddidi) unvanı ile anmışlardır. ÜÇÜNCÜ BİN YILIN YENİLEYİCİSİ İkinci bin yılın müceddidi olan bu büyük âlim İmâm-ı Rabbânî (1563-1624) hazretleri üçüncü bin yılın müceddidinin Hz. Mehdî olduğunu bildirmiştir. Bu hususta Mektubatın birinci cild, 209. mektubunda şöyle buyurmaktadır: "Önceki dinlerde, ülül'azm Peygamberin vefâtından sonra bin sene içinde, yeni bir Peygamber gönderilirdi. Bunlarla, o Peygamberin dîni kuvvetlendirilirdi. Onun dîninin zamanı bitince, başka bir ülül'azm Peygamber ile yeni bir din gönderilirdi. Muhammed aleyhisselam, Peygamberlerin sonuncusu olduğu için ve Onun dîni hiç değiştirilemeyeceği için, Onun ümmetinin âlimleri, Peygamberler gibi oldu. İslâmiyeti kuvvetlendirmek işi bunlara yaptırıldı. Resûlullah, Hz. Mehdînin teşrîf edeceğini haber vermiştir. Bin sene sonra gelecektir. Hz. Îsâ da, bin sene sonra, gökten inecektir." İmam-ı Rabbani hazretlerinin bu keşfine göre, hazreti Mehdi'nin gelmesi hicri 2000'li yıllarda olacak, yani altı asır sonra olacak!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.