Hz. Musa Tur Dağında

A -
A +

Allahü teâlâ, Şuayb aleyhisselamın hizmetinde iken Hazreti Musa'ya, koyunların içeceği suya asa ile vurmasını ilham etti. O da buyurulduğu gibi yapıp, koyunlara da bu sudan içirdi. Her sene, o kadar koyun içinde, ancak birkaç tanesi alaca kuzu doğurduğu hâlde, o sene koyunların tamamı, hep ikiz doğum yaptı ve hepsinin kuzuları da alaca oldu. Şuayb aleyhisselâm anladı ki; bu, Allahü teâlânın Hazreti Musa ve ailesine ihsan ettiği rızıktır. Hazreti Musa verdiği sözde durdu. Müddetin tamamını, fazla olarak yerine getirdi. Yani on seneyi doldurdu. Bu müddetin sona ermesi ile Mısır diyarına dönmek için Hazreti Şuayb'dan izin istedi. O da izin verip, vadettiği alaca kuzuların hepsini teslim etti. Musa aleyhisselâm hanımı ve hizmetçileri ile beraber, Hazreti Şuayb'ın hediyesi olan alaca kuzuları da alarak, bir kış mevsiminde yola çıktı. O zaman en büyük arzusu, kardeşi Harun'u bulmak ve bir yolunu bulabilirse, onu Mısır'dan çıkarmak idi. Musa aleyhisselâm, yolları bilmeden sahrada yol alıyordu. Soğuk bir kış akşamı karanlık bastırdığında, yolu, bereketli Tûr Dağına dayandı. Gök gürlemeye, şimşekler çakmaya ve yağmur yağmaya başladı. Hanımı hamile olup, doğum sancıları içindeydi. Hazreti Musa, çakmak taşını çıkardı, sürttü, fakat çakmadı. Yani ışık ve kıvılcım vermedi. Şaşakaldı. Çok hayret etmişti. Çakmak taşı o zamana kadar hiç öyle olmamıştı. Şaşkınlık ve sıkıntı ile düşünmeye başladı. Sonra, uzun uzun; bir hareket, bir ses duymak için dikkatle etrafı dinledi. O, bu hâlde iken, birden Tûr Dağı tarafından bir ışık gördü. Onu ateş sandı ve oradan ateş alabileceğini ümit ederek, hanımına dedi ki: - Siz burada bekleyin, ben bir ateş gördüm. Ümit ederim ki, o ateşin bulunduğu yerden, size, yolu bildirecek bir haber veya o ateşten bir parça getiririm. Umulur ki, onunla ısınırsınız. Musa aleyhisselâm, o ateşe vardığında, oradaki bir ağaçtan semaya doğru uzanan bir nur gördü. Bu hâl karşısında hayretinden vücudu titredi. Çünkü gördüğü büyük bir ateşti. Fakat, alevi ve dumanı yoktu. Sadece yeşil bir ağacın içinden fevkalâde ışık saçan bir nur yükseliyor, parlaklığı arttıkça ağacın yeşilliği de artıyordu. Musa aleyhisselâm, o nura iyice yaklaşınca; nurun geri çekildiğini görerek, hayreti daha da arttı ve geri döndü. Musa aleyhisselâm eli boş dönmemek için, geri dönüp, tekrar o nura gitti. Nura doğru yaklaşırken, kendi kendine isteğini, ihtiyacını söyledi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.